Sağlık sektöründe inovasyon ve yatırımlara global bakış

Bu makale SD dergisi İlkbahar 2019 sayısında yayınlanmıştır.

Herhangi bir sektörde yaratıcı fikirlerin çıkması , bunların büyümesi ve ticarileşmesi için yani kısaca inovasyonun gerçekleşmesi için gerekli ekosisteminin olması ve kurallarıyla doğru bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Bu inovasyon ekosistemin süreçlerini ve paydaşlarını
aşağıdaki şekilde gösterebiliriz.

İnovasyon Ekosistemi ve Süreçleri

Buradan da anlaşılacağı üzere süreç fikir aşamasıyla başlayıp özel şirketlerin ve hükümetin bu inovasyonu büyük ölçekte uygulamaya sokması ile eksponansiyel bir ölçeğe kavuşabilmektedir. Her iki uç arasında inovasyonun sağlıklı olarak hayata geçmesi ve ölçeğe kavuşması için ortamda konusunda iyi akademik kuruluşların (özellikle giri şimci kaslara
sahip üniversitelerin) ve uygu lamaların yapı lacağ ı sanayinin olması gerekir. Bu da iyi bir üniversite-sanayi iş birliğini beraberinde getirmektedir. Kuluçkalar ve hızlandırıcılar da spesifik inovasyonların daha da geliştirilmesi için birer katalizör görevi yapmaktadır. Fikirlerin inovasyona, inovasyonun da hayata geçirilmesi için melek yatırımcılara ihtiyaç vardır. Pazar testini başarıyla tamamlayan startuplar daha sonra da ölçeğe ulaşmak için ekosistemdeki risk sermayesi ve sonra da gerekirse özel yatırım fonlarına ihtiyaç duyabilir. Bu nedenle ekosistemde bu yatırım anlayışının ve gerekli yatırımcıların olması çok önemlidir. Diğer önemli bir
konu da bu ekosistem süreçleri konusunda uzman, tecrübeli hukuk danışmanlık ofislerinin sistemin sağlıklı işlemesine önemli katkıları olmaktadır. Bu zincirde en önemli paydaş ise fikirlerden ortaya çıkacak olan inovasyonun üzerinde bulunduğu firmanın yöneticisidir. Özellikle
inovasyonun beşiği sayılan Silikon Vadisinde en önem verilen konu şirketin başındaki yönetici ve yönetici takımıdır.

Devamını Oku Yorum Yok

Sağlıkta inovasyon konusunda niş alanlara odaklanmalıyız

Üniversiteler birkaç yıldır bu konularda hareketlendi, Bazı üniversitelerde özellikle ciddi anlamda çalışmalar var, Amerika’daki üniversitelerde sanayi işbirlikleri çok önemli. Bizde de üniversitelerin daha girişimci olmaları lazım.
muhendisname_Haz13_Page_1Saglık sektörü çok hassas bir sektör, bire bir insanla. canlıyla ilgileniyor ve buradaki ana hedef uzun ve kaliteli bir yaşam saglayabilmek. Fakat, dünyadaki nüfusun artması ve ortalama yaşam süresinin uzaması inovasyonu önemli kılıyor. Burada bahseltigimiz agırlıklı olarak dünyamızdaki insan sayının ve buna bagıı olarak da saglık hizmetlerine olan talebin artıyor olmasıdır. Bir başka önemli konu ise ortalama yaşam süresi uzadığı için hastalık, hastalanma veya bir takım rahatsızlıkların ortaya çıkma olasılıklarınında yükselmesidir. 5aglık hizmetlerine olan talebin artmasında önemli bir konu da insanların bilinçlenmesi. iletişim oLanaklarının arıması ile internet. yazılı, görsel medyada bilgi akışını hızlandırıyor. Tüm bu sayılanlar sağlıkla inovasyon için çok ciddi bir şekilde itici güç oluşturuyor. Doıayısıyla sağlıkla inovasyon hem ilaç, hem tıbbi malzeme, hem de sağlık sistemleri ve sağlık konularında çok önemli bir konu haline yıllar önce geldi. Bu giderek de artıyor…. Mühendisname, HAziran 2013 muhendisname_Haz13

Devamını Oku Yorum Yok

Deloitte Gelişmekte Olan Ülkelerde Sağlık Sektöründe Yenilikçilik Göstergeleri Raporu,Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Gücü Raporu,sağlıkta inovasyon

Güçlü rekabet için inovasyonu benimsemek gerek

İnovasyon, sadece sağlık alanında değil, tüm sektörlerde son yılların en popüler terimleri arasında bulunuyor. Ülkelerin üretim verimliliğini artırması ve küresel rekabette avantaj elde etmesi için, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını etkin biçimde gerçekleştirmeleri gerekiyor.

Devamını Oku Yorum Yok

Türkiye?nin AB Üyeliği Sürecinde Sağlıkta İnovasyon Raporu

Nüfusun artması ve giderek yaşlanması sonucunda hastalık yapısı ve buna bağlı olarak sağlık bakım ihtiyaçları değişmektedir. Gelir seviyesinin yükselmesi, teknolojik ilerlemeler ve toplumun tamamının kapsanmasını hedefleyen sağlık sigortası sistemlerinin tüm ülkelerde gider ek yaygınlaştırılması, daha iyi sağlık hizmetine olan talebi artırmaktadır. Taleple birlikte artan sağlık harcamaları, sektörde maliyetlerin kontrolü ve verimlilik arayışlarını beraberinde getirmektedir. İlerleyen teknolojiyle birlikte yaratılan yeni ürün ve hizmetler, teşhis ve tedavi imkanlarını geliştirerek, ileride karşılaşılabilecek maliyetlerin önlenmesini sağlayabilir ve böylelikle uzun dönemde sağlık sisteminde verimliliği artırabilir. TÜSİAD tarafından hazırlanan ?Türkiye?nin AB Üyeliği Sürecinde Sağlıkta İnovasyon Raporunu” indirmek için tıklayınız…

Devamını Oku Yorum Yok

Sağlıkta çevreci bir yenilik Yeşil + Hastane

  Sağlıkta çevreci bir yenilik Yeşil + Hastane

Siemens’in Yeşil+Hastane Hizmeti enerji tasarrufu ve daha düşük emisyon salımı sağlarken hastanelerin etkinliğini en üst düzeye çıkarmaları için iş akışlarını ölçüyor ve düzenliyor.

Sağlık sektörünün dünyadaki en büyük Tedarikçilerinden biri olan Siemens tarafından Geliştirilen ve günümüzde önemli bir referans noktası haline gelen Yeşil + Hastane Yaklaşımını Siemens Türkiye Sağlık Sektörü Lideri Ufuk EREN Anlattı. Siemens AG Klinik Ürünler Bölümü Merkez Doğu Avrupa Ve Rusya-Merkez Asya Rusya Bölge Lideri Olarak 26 Ülkeden Sorumlu olan ayrıca TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubu İcra Kurulu Başkanlığını Yürüten Eren, Yeşil + Hastane Yaklaşımını Üç ayrı bileşeni bulunduğunu söyledi Eren Sözlerini şöyle Sürdürdü; ?Bu bileşenleri Çevrecilik Verimlilik Ve Kalite Olarak Sıralamak mümkün. Siemens Sağlık?ın ?Çevrecilik? Bileşenini; sağlık sunucularının daha az enerji Tüketmesini sağlayan bina alt yapılarının kurulması ve enerji tasarrufuna imkan veren yeni kuşak manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi görüntüleme sistemleri ile karbon salımının azaltılmasını sağlayan çözümler olarak tanımlıyoruz. Sağlıkta IT?nın yaygın kullanımı kâğıt, film ve arşivleme işlemlerini azaltmasıyla dikkat çekerken çevreye olan etkiyi düşürmenin yanında kaynakların doğru kullanılmasıyla maliyetlerin düşmesini de engelliyor. Siemens Sağlık?ın ?Verimlilik? Bileşeni; Yeni kurulan işletme ve kurumların başlangıçta daha hızlı ilerleyebilmesi fırsatını sunarken mevcut sistemlerin de daha verimli kullanılabilmesinin yolunu açıyor. Klinik iş akışları ile klinik harici tüm operasyonların süreç bazlı prosesleri bu bileşenle tanımlanırken, ekipmanların doğru planlamayla kullanımını ve sağlık IT altyapısı ile tüm sistemlerin birbiriyle entegrasyon sağlıyor. Sürdürülen bu süreç, Tüm klinik iş süreçlerinin optimizasyonunda zaman, yer ve maliyet tasarrufu sağlayarak verimliliğin artmasını sağlıyor.Sürdürülebilirlik yaklaşımına sahip hastanede önemli konulardan biri de çevreci ve ekonomik olmanın yanında hasta bakımında kalitenin korunmasıdır.Siemens Sağlık?ın ?Kalite? bileşeni ; hasta süreçlerinin ve bilgilerinin doğru tanımlanması,güvenli bir şekilde saklanması , gereğinde de bilgilerinin kolaylıkla ulaşılabilmesi doğru ve hızlı bir teşhis ve tedavi süreçleri için büyük önem taşır.?

Devamını Oku Yorum Yok

Siemens, Yeşil+ Hastaneler kuracak

   Siemens Sağlık Sektörü, sahip olduğu in vivo (görüntüleme) ve IT çözümlerine, 2006 ve 2007 yıllarında yaptığı önemli yatırımlarla birlikte in vitro       (laboratuar) teşhis çözümlerini de ekleyerek moleküler tıp ve kişiye özgü tıp alanlarında dünyanın en büyük entegre teşhis çözümleri sunan ilk firması. Son dönemde dünyanın en hızlı ve en az radyasyon veren ileri görüntüleme ürünlerini geliştirdiklerini söyleyen Siemens Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren,?Yeşil+Hastaneler projesine de odaklandık. Bu proje İle Siemens, enerji tasarrufu ve daha düşük emisyon salınımı sağlarken, hastanelerin etkinliğini en üst düzeye çıkarmaları için iş akışlarını ölçüyor ve düzenliyor? diyor.

Siemens özellikle elektrik-elektronik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri. Faaliyetlerini üç sektöre yöneltmiş durumda. Bunlar: enerji, endüstri ve sağlık. Sağlık sektörünün dünyadaki en büyük tedarikçilerinden biri konumunda olan Siemens; tıbbi görüntüleme, terapi sistemleri, laboratuar sistemleri, PACS/RIS sistemleri, hastane bilgi yönetim sistemleri ve işletme cihazlarında trendleri de belirleyen bir kuruluş, Şirket, müşterilerine önlemden erken tanıya, tedaviden tedavi sonrası bakıma kadar sağlık sektörünün tüm aşamaları için tek kaynaktan ürünler ve çözümler sunuyor. Sahip olduğu in vivo ve IT çözümlerine, 2006 ve 2007 yıllarında yaptığı önemli yatırımlarla birlikte in vitro teşhis çözümlerini de ekleyerek moleküler tıp ve kişiye özgü tıp alanlarında dünyanın en büyük entegre teşhis çözümleri sunan ilk firması olan Siemens, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye?de alanında önemli bir yerde konumlanıyor. Bunda Siemens?in sağlık sektör liderliğini yürüten Ufuk Eren?in payı büyük.2010 yılından itibaren, yürütmekte olduğu Türkiye Sağlık Sektörü Liderliği görevine ek olarak Siemens AG Klinik Ürünler Bölümü Merkez Doğu Avrupa ve Rusya Merkez Asya bölge lideri olarak 26 ülkeden de sorumlu. Eren ile Siemens?in Türkiye?deki faaliyetlerine, sektörde Hakim olduğu alanlardan yeni projelerine kadar pek çok konuyu konuştuk.

Devamını Oku Yorum Yok

sosyal medya

Sosyal medya neler getiriyor?

Sadece dünyanın değil, ülkemizin gündeminde olan bir kavram sosyal medya. Sosyal medya, her ne kadar içeriği itibariyle bildiğimiz medya ile birebir örtüşmese de eklenen her yeni servis, her yeni uygulama alıştığımız medya kaynaklarını sorgulamamıza neden oluyor. Sosyal medyanın ülkemizdeki kullanım yoğunluğuna baktığımızda aslında çok da şaşırtıcı olmayan bir tabloyla karşılaşmaktayız. Teknolojinin ?yeni? halini kullanmakta bir an olsun tereddüt etmeyen bizler, örneğin cep telefonlarına gösterdiğimiz ilgi ve sevgiyi sosyal medyaya dair servislere de gösteriyoruz. Peki, nedir bu sosyal medya? Bu sorunun aslında net bir yanıtı bulunmuyor. Ancak verilebilecek yanıtların temelini içeriği sunan tarafta yaşanan değişimle ve tabii içeriğin sunulma şekliyle örtüştürebiliriz. İletişim, haber alma vb. konularda internetin yaygınlaşmasına kadar tek taraflı olan süreç, teknolojinin gelişmesine paralel boyut değiştirdi. Elbette eski göz ağrılarımız gazete, radyo ve televizyon yaşamını sürdürüyor ve zaman içinde değişim yaşayacak olsa da sürdürmeye devam edecek. Ama bugün geldiğimiz noktada kaynağın tanımı değişmiş durumda. Kaynak, artık sadece ajanslar, gazeteler, radyolar, televizyonlar değil. Bugün sokaktaki adamdan küresel bir şirketin CEO?suna varıncaya kadar herkes bir ?kaynak? haline gelmiş durumda. Bu özet girişin ardından şimdi gelin, sosyal medya konusu üzerinde biraz daha detaylı düşünelim. Bugün sosyal medya denince akla ilk olarak Facebook, Twitter, Linkedin, Xing gibi platformlar geliyor. Bu platformlara çeşitli link paylaşım uygulamalarını ve yine sosyal medyaya erişim için kullanılan mobil uygulamaları dahil edebiliriz. Her şey; bilginizi, hayatınızı, anılarınızı, yaşadıklarınızı, birikiminizi paylaşmak ve sizin gibi olan bireylerle buluşmak; gündelik hayatta toplantılar, tesadüfler ve ikili ilişkiler üzerinden geliştirdiğiniz çevrenizi genişletmek için. Bu noktada karşımıza çıkan öncelikli kavram ise ihtiyaç. Daha geniş bir tanımla sosyal medyayı kendi ihtiyaçlarınızı karşılamak için nasıl kullanmanız gerektiği. Örneğin, bugün Facebook?un resmi rakamlarına göre ülkemizdeki kullanıcı sayısı 24 milyonun üzerinde. Ciddi bir rakam, sonuçta Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birlik bir kesiminden bahsediyoruz. Ama Facebook, bu kadar geniş bir kullanıcı sayısına sahip olsa da sizin ihtiyaçlarınızı karşılamayabilir. Küresel bir şirkette çalışıyor veya çalıştığınız şirketi küreselleştirme sorumluluğunu kendi omuzlarınızda hissediyor olabilirsiniz. Burada sizin ihtiyacınız olan Facebook?tan ziyade Linkedin gibi iş odaklı küresel bir platform olacaktır. Burada işinizle ilgili gruplara dahil olabilir, sadece Türkiye değil, dünyanın pek çok ülkesinden profesyonellerle tanışabilir, yeni ve sizi güçlendirecek bağlantılara ulaşabilirsiniz. Elbette, yeni profesyonellerle bağlantı kurmak yeterli olmayacaktır. Amacınız etkileşiminizi arttırmak, tartışmalara katılmak, belki de hayatınızda bir kez bile karşılaşmayacağınız iş dünyası profesyonellerinden kendinize bir ?sanal hayran kitlesi? yaratmak olmalı. Çevrenizde oluşan bu kesim, sosyal medyadaki varlığınızı kesintiye uğratmamanız şartıyla sizi kendi alanınızda bir ?kanaat lideri? olma yolunda sürekli ileriye taşıyacaktır. Sosyal medya, kişisel kullanımın yanı sıra ulaştığı geniş kitleler nedeniyle şirketler için de önemli bir iletişim kanalı olma görevini üstlenmekte. Pek çok şirket, yeni ürün tanıtımından müşteri hizmetlerine, kampanya duyurularından üst düzey yetkililerinin hazırladığı bloglara ve hatta kriz yönetimine kadar bu ivmeden faydalanmakta. Artık şirketlerde resmi sosyal medya müdürleri ve onlara bağlı çalışanlar bulunuyor. Global şirketlerin pek çoğu pazarlama bölümleriyle etkileşimli çalışan özel birimler oluşturmuş durumda. Bu birimler, şirketlerinin resmi Facebook sayfalarının daha çok kişi tarafından beğenilmesi, yine resmi Twitter hesapları üzerinden verilen mesajların daha çok takipçi tarafından paylaşılması için çaba sarf ediyor. Sonuç olarak sosyal medya çağımızın geriye dönülemez kavramlarından biri olarak hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Siz ve şirketiniz, eğer hâlâ adım atmadıysanız sosyal medyadaki yerinizi almaya bakmalısınız. Kim bilir, belki de şahsen ya da kurumsal olarak adınız sosyal medyada çoktandır yankılanmaya başlamıştır. Siz de bu yeni dünyada yerinizi alarak, takipçilerinizin, hayranlarınızın kendilerini size daha yakın hissetmesini sağlayabilirsiniz.
Ufuk Eren - Linkedin

Ufuk Eren – Linkedin

Elbette benim de sizlere ulaştığım çeşitli sosyal medya kanalları bulunuyor. Okuduğunuz bu blog ve bu adresten  “http://www.linkedin.com/in/ufukeren”  ulaşabileceğiniz Linkedin hesabım bunlardan sadece ikisi. Sosyal medyayı etkin kullandığınız bir yeni yıl geçirmenizi dilerim.

Devamını Oku Yorum Yok

Inovasyon,sürdürülebilir sağlık

Sağlıkta Önemini Hiç Kaybetmeyen Bir Kavram: İnovasyon

İnovasyon, yani Türk Dil Kurumu’nun önerisiyle yenileşim, son yılların en gündemde olan başlıklarından biri. Bu kavramı detaylı incelediğimizde ise ?Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması, yenilik.? tanımıyla karşılaşıyoruz. İnovasyonu İnsan-Sistem (ürün ve hizmetler) ile Organizasyon (süreç ve iş yapma biçimleri) başlıkları altında değerlendirmek mümkün. Buradaki İnsan faktörüne bağlı olan etkenleri müşteriler, iş ortakları ve çalışanlar; sistem faktörüne bağlı olan etkenleri de yüksek büyüme getirecek ürün ve hizmetler ile nakit yönetimi ve sürdürülebilirlik olarak niteleyebiliriz. İnovasyonun diğer ana başlığı olan Organizasyon’u ise yeni ürün geliştirme süreci, inovasyon fabrikaları ve çok yönlü organizasyon alt başlıklarıyla değerlendirebilir ve uygulanması gereken yaklaşımı yine bu başlıklarla sıralayabiliriz. Sağlıkta inovasyon çok önemli bir yer tutuyor.  1900’lerin başında Conrad Röntgen’in x-ışınını keşfetmesi sonrasında yapılan prototiple atılan ilk adım bize günümüzün en gelişmiş tıbbi görüntüleme cihazlarını kazandırdı. Her geçen gün gündemde daha fazla yer bulan moleküler tıp hızla gelişen ve inovasyon sayısı yüksek alanlardan biri olarak dikkat çekiyor. Ülkemizde Türk Moleküler Tıp Derneği tarafından organize edilen Uluslararası Moleküler Tıp Kongresi etkinlikleri temel tıp alanındaki araştırmacılar ile klinisyenleri bir araya getirerek hücre ve gen tedavisi, kardiyovasküler hastalıklar ve cerrahisi, cerrahinin moleküler tıp açısından incelenmesi gibi konuları masaya yatırıyor. Green+Plus Hospital konsepti ise tüm global firmaların alanlarındaki ‘yeşil teknoloji’ çalışmalarının bir yansıması. Bu kavramdaki ‘yeşil’, çevreci teknolojilerle kurulan, işletilen tasarruflu binaları temsil ederken; Plus kavramı ise sağlıkta kalite ve verimi yenilikçi yöntemlerle artırmayı ifade ediyor. Şu sıralar pek çok ülkenin kamu yönetimi tarafından sağlık sektöründeki çevreci yaklaşımlara yönelik kararlar alınıyor ya da hazırlık yapılıyor. Sitemdeki inovasyon kategorisi alanında tüm yeniliklerini sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Devamını Oku Yorum Yok