Sosyal medya neler getiriyor?

Sadece dünyanın değil, ülkemizin gündeminde olan bir kavram sosyal medya. Sosyal medya, her ne kadar içeriği itibariyle bildiğimiz medya ile birebir örtüşmese de eklenen her yeni servis, her yeni uygulama alıştığımız medya kaynaklarını sorgulamamıza neden oluyor. Sosyal medyanın ülkemizdeki kullanım yoğunluğuna baktığımızda aslında çok da şaşırtıcı olmayan bir tabloyla karşılaşmaktayız. Teknolojinin ?yeni? halini kullanmakta bir an olsun tereddüt etmeyen bizler, örneğin cep telefonlarına gösterdiğimiz ilgi ve sevgiyi sosyal medyaya dair servislere de gösteriyoruz. Peki, nedir bu sosyal medya? Bu sorunun aslında net bir yanıtı bulunmuyor. Ancak verilebilecek yanıtların temelini içeriği sunan tarafta yaşanan değişimle ve tabii içeriğin sunulma şekliyle örtüştürebiliriz. İletişim, haber alma vb. konularda internetin yaygınlaşmasına kadar tek taraflı olan süreç, teknolojinin gelişmesine paralel boyut değiştirdi. Elbette eski göz ağrılarımız gazete, radyo ve televizyon yaşamını sürdürüyor ve zaman içinde değişim yaşayacak olsa da sürdürmeye devam edecek. Ama bugün geldiğimiz noktada kaynağın tanımı değişmiş durumda. Kaynak, artık sadece ajanslar, gazeteler, radyolar, televizyonlar değil. Bugün sokaktaki adamdan küresel bir şirketin CEO?suna varıncaya kadar herkes bir ?kaynak? haline gelmiş durumda. Bu özet girişin ardından şimdi gelin, sosyal medya konusu üzerinde biraz daha detaylı düşünelim. Bugün sosyal medya denince akla ilk olarak Facebook, Twitter, Linkedin, Xing gibi platformlar geliyor. Bu platformlara çeşitli link paylaşım uygulamalarını ve yine sosyal medyaya erişim için kullanılan mobil uygulamaları dahil edebiliriz. Her şey; bilginizi, hayatınızı, anılarınızı, yaşadıklarınızı, birikiminizi paylaşmak ve sizin gibi olan bireylerle buluşmak; gündelik hayatta toplantılar, tesadüfler ve ikili ilişkiler üzerinden geliştirdiğiniz çevrenizi genişletmek için. Bu noktada karşımıza çıkan öncelikli kavram ise ihtiyaç. Daha geniş bir tanımla sosyal medyayı kendi ihtiyaçlarınızı karşılamak için nasıl kullanmanız gerektiği. Örneğin, bugün Facebook?un resmi rakamlarına göre ülkemizdeki kullanıcı sayısı 24 milyonun üzerinde. Ciddi bir rakam, sonuçta Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birlik bir kesiminden bahsediyoruz. Ama Facebook, bu kadar geniş bir kullanıcı sayısına sahip olsa da sizin ihtiyaçlarınızı karşılamayabilir. Küresel bir şirkette çalışıyor veya çalıştığınız şirketi küreselleştirme sorumluluğunu kendi omuzlarınızda hissediyor olabilirsiniz. Burada sizin ihtiyacınız olan Facebook?tan ziyade Linkedin gibi iş odaklı küresel bir platform olacaktır. Burada işinizle ilgili gruplara dahil olabilir, sadece Türkiye değil, dünyanın pek çok ülkesinden profesyonellerle tanışabilir, yeni ve sizi güçlendirecek bağlantılara ulaşabilirsiniz. Elbette, yeni profesyonellerle bağlantı kurmak yeterli olmayacaktır. Amacınız etkileşiminizi arttırmak, tartışmalara katılmak, belki de hayatınızda bir kez bile karşılaşmayacağınız iş dünyası profesyonellerinden kendinize bir ?sanal hayran kitlesi? yaratmak olmalı. Çevrenizde oluşan bu kesim, sosyal medyadaki varlığınızı kesintiye uğratmamanız şartıyla sizi kendi alanınızda bir ?kanaat lideri? olma yolunda sürekli ileriye taşıyacaktır. Sosyal medya, kişisel kullanımın yanı sıra ulaştığı geniş kitleler nedeniyle şirketler için de önemli bir iletişim kanalı olma görevini üstlenmekte. Pek çok şirket, yeni ürün tanıtımından müşteri hizmetlerine, kampanya duyurularından üst düzey yetkililerinin hazırladığı bloglara ve hatta kriz yönetimine kadar bu ivmeden faydalanmakta. Artık şirketlerde resmi sosyal medya müdürleri ve onlara bağlı çalışanlar bulunuyor. Global şirketlerin pek çoğu pazarlama bölümleriyle etkileşimli çalışan özel birimler oluşturmuş durumda. Bu birimler, şirketlerinin resmi Facebook sayfalarının daha çok kişi tarafından beğenilmesi, yine resmi Twitter hesapları üzerinden verilen mesajların daha çok takipçi tarafından paylaşılması için çaba sarf ediyor. Sonuç olarak sosyal medya çağımızın geriye dönülemez kavramlarından biri olarak hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Siz ve şirketiniz, eğer hâlâ adım atmadıysanız sosyal medyadaki yerinizi almaya bakmalısınız. Kim bilir, belki de şahsen ya da kurumsal olarak adınız sosyal medyada çoktandır yankılanmaya başlamıştır. Siz de bu yeni dünyada yerinizi alarak, takipçilerinizin, hayranlarınızın kendilerini size daha yakın hissetmesini sağlayabilirsiniz.
Ufuk Eren - Linkedin

Ufuk Eren – Linkedin

Elbette benim de sizlere ulaştığım çeşitli sosyal medya kanalları bulunuyor. Okuduğunuz bu blog ve bu adresten  “http://www.linkedin.com/in/ufukeren”  ulaşabileceğiniz Linkedin hesabım bunlardan sadece ikisi. Sosyal medyayı etkin kullandığınız bir yeni yıl geçirmenizi dilerim.Facebooktwitterlinkedin

Etiketler:

Geri Bildirim gönder...

Yorum Yaz