• Ana Sayfa
  • Basında Ufuk
  • Sağlık sektöründe bence en büyük sorunlardan biri, planlama ilkelerinin öngörülebilir olmaması

Sağlık sektöründe bence en büyük sorunlardan biri, planlama ilkelerinin öngörülebilir olmaması

TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubu İcra Kurulu Başkanı ve Siemens Sağlık Direktörü Ufuk Eren Tüsiad?daki Çalışmaları, Türkiye?nin sağlık sistemi ve gelecek planları üzerine konuştuk. Hastane&Hospital News:Size göre sağlık sektörünün gündemindeki en önemli konular nelerdir? Ufuk Eren: Bilindiği gibi Türkiye?de sağlıkta dönüşüm programı adı altında 2003 yılından bu yana ciddi anlamda değişiklikler yapıldı.Bu değişiklikler arasında başarılı olanalr bulunuyor.Bakıldığında evet Türk halkı şu anda sağlık hizmetlerine eskisine oranla daha rahatlıkla ulaşabiliyor.Bu olumlu bir değişiklik,Bu yönde hükümetin uyguladığı politikayı başarılı bulmakla beraber,elbette daha yapılması gerekenler olduğunu da düşünüyorum. Örneğin:daha fazla insanın sağlık hizmetlerine daha iyi şartlarda ulaşabilmesi yönünde daha somut adımlar atılması gerekiyor.Bunun  yanında tüm bu tabloya baktığımda göz ardı adilmemesi gereken bir diğer konu ise sağlık hizmetlerinde maliyetlerin ciddi oranlarda artmış olduğu gerçeği.Örneğin:aile hekimliği sistemi ciddi anlamda uygulamaya geçmedi ve sevk zincirinde her şey istenildiği gibi yürümüyor.İkinci ve üçüncü basamak kurumları arasında da sevk zincirinin istenildiği gibi yürümemesi nedeniyle maliyetler artıyor.Bunun paralelinde de iyi hizmet vermeye çalışan sağlık kuruluşları gerek yönetim tarzıyla gerek altyapısıyla ve ekipmanlarıyla mevcut ödemelerde maliyetlerini karşılayamıyor ve işletmeler kendilerini döndürmekte zorlanıyorlar.Özellikle,üçüncü basamak hizmet sunan kuruluşlarda bu durum kendini daha da gösteriyor.her ne kadar geçmiş yıllara oranla daha çok kişiye sağlık hizmeti veriliyor ve hastalar sağlık hizmeti almak için daha az sıra bekliyor olsa da Türkiye?de yetersiz sayıda doktor ve hemşire ile 73 milyon insana hizmet verme durumu halen sürüyor.Öte yandan sağlık hizmeti verdikten sonra bu hizmetin kalite çıktıları, doğruluğu ve etkinliği üzerinde yeterince tartışma ortamı yaratılıyor mu?Acaba teşhis ve tedaviler ne kadar etkili yapılıyor? Ben bu konuda ölçme,kontrol etme,denetleme ve iyileştirme alanlarında çok ciddi bir faaliyet olduğunu görmüyorum.İşte bu yönde de teşhis ve tedavideki çıktı kalitesinin uzun vadeli optimal seviyeye getirilmesi konusu bence sağlığın gündemindeki en önemli konulardan biri. HHN:TÜSİAD Sosyal İşler Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Sağlık Çalışma Grubu?nun faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? Eren:Öncelikle şunu belirtmek isterim ki TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubu olarak çalışmalarımızı yaparken konulara kamu ya da özel sektör olarak bakmıyoruz.Çünkü sağlığı özel ve kamu olarak ayıramazsınız.Bizler.TÜSİAD?da sağlığı makro boyutta inceliyoruz.Bu yönde sağlığa toplam olarak bakıyoruz ki bu konular birbiriyle iç içe geçmiş konulardır.Bu anlayışla TÜSİAD?ın girişimiyle 2004 yılında John Hopkins Üniversitesi tarafından ?Sağlık Bir Gelecek:Sağlık reformu Yolunda Uygulanabilir Çözüm Önerileri? aşlıklı bir program hazırladı.Rapor Türkiye için tutarlı,kalıcı ve uzun erimli bir sağlık modeli geliştirilmesi konusunda somut çözüm önerileri ve uygulama modelleri sundu.23 Şubat 2011 tarihinde ise yine TÜSİAD?ın girişimiyle bu kez CEPS (Avrupa Politika çalışmaları merkezi) tarafından hazırlanan ? sağlıkta inovasyon ?konulu Raporumuzu Ankara?da tanıtmayı planlıyoruz.Bunun dışında görüş dökümanları hazırlıyor, Seminerler Düzenliyor ve ilgili mercileri ziyaretler yapıyoruz söz konusu görüş dökümanlarının sonuncusunu ?sağlık sektörunde öncelıkle sorunlarını ilişkin görüş ve öneriler? başlığı altında 2010 yılında yayınladık. HHN bu görüş dokümanını hazırlama aşamasında nasıl bir organizasyon kurdunuz? Bu dokümanda hangi konuları ele aldınız ? EREN; TÜSİAD sağlık çalışma grubunun başkanlığını şükrü bozluolçay, yürükmektedir. Çalışma grubunun altında ?İcra Kurulu? ve ?sağlık politikaları ve stratejileri alt çalışma grubu? bulunmaktadır. Ben icra kurulu başkanlığını yürütüyorum görüş çalışmasında 4 ana alt başlık var; İlaç, Hizmet Sunumu, Tıbbi Teknoloji ve Sağlığın Finansmanı söz Konusu alt baslıklar kapsamında icra kurulunda ve alt çalışma grubunda ki uzman arkadaşlarımızla bir görev dağılımı yaparak metni hazırladık. Bu raporun hazırlanmasında ki amaç ilgili alanlarda söz konusu sorunların sağlıklı bir zeminde tartışılması ve çözüm süreçlerine katkı sağlaması. Bu konulara ilişkin mevcut sorunları masaya yatırdık bu sorunlar hakkında önerilerimizi kamuoyuyla paylaştık. HHN 2003 yılından bu yana sağlık sektöründe hizmet sunumu altında ciddi anlamda yapısal değişiklikler yapıldığı göz önüne alındığında 2010 yılında yayımlanan görüş dokümanımızda yer alan ? Hizmet sunumu? Konusunda görmüş olduğunuz en önemli sorunlar ve bu sorunların sağlıklı bir zeminde tartışılması ve çözümüne yönelik önerileriniz neler oldu. ? EREN; Sağlık sektöründe bence en büyük sorunlardan biri, planlama ilkelerinin ön görülebilir olmaması ve sık değiştirilmesinin ciddi kaynak israfını ve belirsizlik ortamına neden olması. Bunun yanında sağlıklı planlama yapılmasının mali ve insan kaynağı yetersizliğine neden olması da sağlık hizmet sunumunda gördüğümüz sorunlardan biri. Bu sorunların çözümü için sağlık sektöründe altyapı, teknoloji ve insan gücü yatırımları ile ilgili şeffaf ve sürdürülebilir bir planlama anlayışı geliştirilmeli ve sürece, ilgili tüm paydaşlar dâhil edilmelidir. Öte yandan mevzuatın güncel olmaması ve mevcut mevzuatın karmaşık, birbiri ile ilişkili. Birçok yasa ve yönetmelikten oluşmasının da uygulamayı güçleştirmesi görüş dokümanında değindiğimiz sorunlardan biri. Bu soruna yönelik mevcut tüm yasa, yönetmelik ve tebliğlerin konsolide edilerek günün ihtiyaçlarına uygun tek bir genel sağlık yasasının hazırlanmasını ve değişikliklerin ve yeni düzenlemelerin de yönetmelik ve tebliğlerle mevzuata dahil edilmesini öneriyoruz. HNN; Sağlık Hizmetlerine ulaşabilirliğin, sağlık sektöründe insan gücü ve teknoloji maliyetlerinin artması, nüfusun yaşlanması gibi etkenler sağlık hizmetlerinin finansal kaynakları ve sağlık harcamaları konusunu Türkiye?de ve dünyada önemli bir gündem maddesi olarak karşımıza çıkıyor. 2010 yılında hazırlamış olduğumuz görüş dokümanında bu konular üzerinde ne gibi önerilerde bulundunuz? EREN: Sağlık harcamalarının gelişmiş ülkelerindekine benzer şekilde, kamu, özel, cepten harcama gibi uluslar arası kabul edilmiş alt başlıklar altında , ?ulusal sağlık hesapları? anlayışıyla kıyaslanabilir ve standardize edilmiş yöntemlerle yıllık olarak tek bir kurum tarafından hazırlanması ve paylaşılması dile getirdiğimiz hususlardan biri. Ayrıca, varolan kaynak daralmasının olumsuz etkilerini azaltmak ve GSS?nin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla GSS sisteminin sağlık sigortacılığı alanında dünyada uygulanan yöntemlerden birisi olarak tamamlayıcı sağlık sigortası ile desteklenmesi gerektiğini öneriyoruz. Böylece hem finansmanın sürdürülebilirliğinine olumlu katkı sağlanması, hem de vatandaşların ?tek bip? yerine farklı seçeneklerle sağlık hizmeti alabilmesi mümkün kılınacaktır. Bu kapsamda 5754 sayılı yasa?nın 58. maddesi gereğince Hazine Müsteşarlığına verilen yönetmelik çıkarma yetkisi kapsamında tamamlayıcı sağlık sigortası uygulamasına geçilmesi gerektiğini belirtiyoruz. HNN: Daha önce de dile getirdiğiniz gibi sağlıkta inovasyon konulu bir rapor hazırlama sürecindesiniz.Bu raporunuzdan da biraz bahsedebilirmisiniz? EREN: Sağlıkta inovasyon,Sağlık Çalışma Grubu?nun uzun zamandır gündeminde olan bir konuydu.Bu konuyla ilgili bir rapor hazırlatılmasına karar verdikten sonra birkaç ülkeye ziyarette bulunduk.Ve sonunda CEPS?ten doktor Güldem Ökem ile temasa geçtik.Türkiye?nin gündemine ciddi anlamda faydası olacak bir çalışma başlattık.Rapor Türkiye?de Sağlık sektörünün inovasyon ortamını değerlendiriyor. Ve bunun geliştirilmense yönelik öneriler getiriyor.Ayrıca ilaç tıbbi cihaz ve e-sağlık açısından söz konusu hususları daha detaylı olarak ele alıyor. Rapor hazırlanması aşamasında İstanbul?da 10 Haziran 2010 tarihinde bir çalıştay düzenledik.Bu çalıştaya özel sektör temsilcilerini ve kamudan yetkilileri davet ettik.İlgili tüm tarafların konuyla ilgili görüşlerini aldık.Raporu 23 Şubat tarihinde sağlık bakanı Recep Akdağ?ın teşrifleriyle Ankara?da kamu oyu ile paylaşmayı planlıyoruz. HHN:TÜSİAD olarak hazırlamış olduğumuz raporlar sağlık bakanlığı ve ilgli bakanlıklar tarafından ne kadar dikkate alınıyor? EREN: TÜSİAD raporlarının kamuya da hükümet tarafından ne derece dikkate alındığı ile ilgili bir genelleme yapmak zor.TÜSİAD raporları ele aldığı konuları bilimsel çalışmalar ile kamu oyu gündemine taşıyor.Tartışma platformunun oluşmasını sağlıyor.Politika yapıcılar ve ilgili paydaşlar için bir referans noktası oluşturuyor.Daha önce 2004 yılın da John Hopkins üniversitesine hazırlanan sağlık reformu konulu raporumuzun gerek kamuda gerekse kamu oyunda çok yankı bulduğunu çeşitli tartışmalar için bir zemin oluşturduğunu biliyorum.Beklentim benzer bir durumun bu rapor içinde geçerli olması.Bu rapor hazırlanırken biraz önce dile getirdiğim çalıştayın ve birçok kamu ve özel sektör temsilcisi ile görüşülmesinin raporun hazırlanması sürecine ciddi katkı sağladığını düşünüyorum.Ayrıca Türkiye?de bu konuda çok fazla rapor hazırlanmıyor.Hazırlanan bu raporun bu açıdan da Türkiye?deki çalışmalara katkıda bulunacağına inanıyorum. HHN:TÜSİAD?taki göreviniz süresince sizin TÜSİAD?da ve TÜSİAD?ın size katkıları hakkında neler söyleyebilrsiniz? EREN: Buradaki göreve atanmam TÜSİAD yönetim kurulu üyesi ve sosyal işler komisyonu başkanı Mehmet Ali Aydınlar?ın tavsiyesi ile oldu.Açıkçası buradaki görevimin zor bir görev olduğunu söyleyebilirim. Fakat Türkiye için TÜSİAD gibi iş dünyasını temsil eden bir sivil toplum örgütünde bir takım çalışmalar yapmak çok gurur verici ve benimde çok hoşuma gidiyor. Öte yandan Siemens?te başka iş kolları ve 26 ülke bana bağlandığı için artık daha yoğunum.Bu nedenle en büyük problemim enerji ve zaman.Ama bu göreve bir süre daha devam edeceğim.TÜSİAD büyük ve güçlü bir dernek ve TÜSİAD?ın çalışma sistematiği nedeniyle TÜSİAD bana çok şeyler kattı.Siemens?te kazanmış olduğum yöneticilik tecrübemi  burada da yaşatmaya çalışıyorum. HHN: Türkiye?deki tıbbi cihaz sektörünün durumuna bakacak olursak tıbbi cihazların Türkiye?deki dağılımı sizce ne kadar heterojen? EREN: Tıbbi cihazların ülke çapındaki dağılımında eskisine oranla ciddi anlamda heterojenleşme bulunuyor Türkiye?de artık her ilde tomografi ve MR cihazı bulunuyor.Tabii ki bir Almanya,Avusturya ve Amerika birleşik devletlerinde olduğu gibi Türkiye?de tıbbi teknolojik donanım kişi başına düşen tıbbi teknoloji ve gayri safi milli hasılada sağlığa düşen pay açısından çok üst sıralarda değiliz.Fakat Fransa ve Hollanda ile kıyasladığımızda rakamlarımızın çokta uzak olmadığını söyleyebilirim.Aslında Polonya ve bir çok doğu Avrupa ülkesinden de bu alanda iyi durumdayız. Bu sonuca 1 milyon kişiye düşen MR ve bilgisayarlı tomografi açısından bakıyorum.Hala Birçok Avrupa ülkesi ve OECD?nin rakamların altındayız.Fakat çok altında değiliz.Çünkü devletin kendi alanları devletin özel sektörle iş birliği içinde yapmış olduğu hizmet alımlarıyla artık ileri teknoloji il ve ilçelere ulaşabiliyor. HHN: Türkiye?nin tıbbi cihaz pazarına bakıldığında teşhis ve tedavinin birlikte yapılabildiği son teknoloji cihazlarının kullanımı açısından Türkiye?yi nasıl bir durumda görüyorsunuz? EREN:Teşhis ve tedavinin birlikte yapılabildiği cihazlar ciddi anlamda  Türkiye?ye girmeye başladı.Bu yönde bazı ülkelere göre iyi. Bazı ülkelere göre de gerideyiz.Örneğin:Türkiye?de teknoloji ve sağlığı birleştiren çok iyi teknisyenlerimiz bulunuyor.Bu çok gurur verici bir durum aslında ve her geçen gün bu yönde daha da iyiye gidiyoruz.Türkiye teknolojiyi seven ve teknolojiye meraklı bir ülke.Bu alanda da iyi bir çaba gösteriyoruz.Ama iyi bir planlama yapmadan tam olarak elde edebileceğini de söyleyemeyiz. HHN:Ufuk Eren olarak orta ve uzun vadede mesleki anlamda hedefleriniz nelerdir? EREN: İki önemli hedefim bulunduğunu söyleyebilirim.Bunlardan birincisi Siemens?in kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak Siemens?in alanında en iyi hizmeti verebilmesi yönünde mevcut organizasyonu sürdürmek ve bu organizasyonda iyileştirmeler yapmak.Bir diğer hedefim ise: Siemens kapsamında 26 ülke bana bağlandığı için bir Türk olarak bu sistemi en iyi şekilde yönetip Türkiye?deki iyi beyinlerin bu ülkelerde yönetici olarak göreve getirmek. HHN:Türkiye?de sağlık sektörünün geleceğini sizce neler bekliyor? EREN: Türkiye?de sağlık sektörüne kısa, orta ve uzun vadede bakıldığında sistem,yatırım,süreç,denetimi ve regülasyonun oluşması çok önemli.Daha öncede bahsettiğim gibi vatandaş artık uzun sıralar beklemeden sağlık hizmeti alabiliyor ve kısa sürelerde tetkiklerini yaptırabiliyor.Fakat, bu hizmeti sunarken mutlaka iyileştirmelerin yapılması gerekiyor.Örneğin:yapılan tedavinin sonuçları ne kadar etkili.İşte bunların biraz daha kontrol edilip iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı.Aslında bu yönde biraz daha inovatif düşünmek gerekiyor.Sağlık hukuku,sağlık finansmanı,sağlık yatırımlarında,sağlığın her alanında inovatif düşüncelerin artırılması gerekiyor. Hastane – 01.02.2011Facebooktwitterlinkedin

Geri Bildirim gönder...

Yorum Yaz