Hospital Manager Röportajı – Hastane Yönetmek için Süpermen Olmak Gerek

Hastane Yönetmek için Süpermen Olmak Gerek ?Bugün en zor yönetilen iki organizasyon tersane ve hastane. Hastanelerdeki yönetim sisteminde; doktoru, hemşiresi, idari kadrosu, hizmetli kadrosu gibi acayip bir kompleks yapı var. İnsan yönetimi son derece zor ve skala birbirinden çok farklı. İyi bir hastane yönetimi için Süpermenlere ihtiyaç var. Kamu hastane birlikleri modeli çağdaş hastane yönetim anlayışının hayata geçirilmesinde yeterli bir sistem mi? Birlik modelinin şu anki sisteme göre daha modern ve etkili bir yönetim sistemi olduğunu düşünüyorum. Çünkü hastaneler hem derecelendirilecek, rekabet ortamı yaratılacak, hem de daha profesyonel bir yönetim kadrosuyla yönetilecek ve Sağlık Bakanlığı hastane grupları olacak. Uygulamanın artılar var. Sağlık sisteminin çok karmaşık bir yapısı var, yönetimi çok zor ve bu yapıyı yönetecek sınırlı sayıda sağlık yöneticisi yok. Kamu hastane birlikleri için bir de yönetim kurulu oluşturulacak. Bunların sağlık sisteminden ne kadar haberdar, yönetim konusunda ne kadar bilgi sahibi oldukları birer soru işareti. İşin ilk bakışta göze çarpan yönü, sağlık sistemi gibi büyük bir potansiyeli ne kadar yetkin, bilgili, tecrübeli kişilerin eline bırakacağımızla ilgili. Sistem, şeklen mantıklı görünüyor ama bunun için kaynağımız yeterli mi? Doğru kaynaklar mı? Bunlar sorgulanmalı. Hekimlik ve hastane yönetimi hizmetlerinin birbirinden ayrılması ve hekim kökenli olmayan yöneticilerin başa gelmesi kamu hastanelerini nasıl etkiler? Kişi hem hekim hem yönetici olabilir, bunu yanlış bulmuyorum. Hastanenin başında illa ki endüstri mühendisi veya işletmeci olacak diye bir kaide yok. Tıp eğitimi üzerine alınan yöneticilik eğitimiyle veya yöneticilik tecrübesiyle de hastane yönetilebilir. Keskin ayrımlar yapmamak lazım. Önemli olan bilgi, yetkinlik ve tecrübedir. Sağlık Bakanlığı hastaneleri son 5-10 yılda daha geliştiler, yatırım açısından da çıta yükseldi. Gidilecek daha çok yol var elbet. Özel sektörün içinde bulunduğu koşullarla Sağlık Bakanlığı hastaneleri arasında dengesizlik olduğu tartışması hep vardır. Rekabet ortamı yaratılacaksa bunları eşit olmaz lazım. Özel sektör üzerindeki bazı yaptırımların kaldırılması lazım ki gerçek anlamda bir eşitlikten bahsedelim. Sağlık sektörünün denetimi de çok hassas bir konu. Bunun da yapılması gerek. Bir şeyleri serbest bırakırken arka tarafta bir takım denetim mekanizmaları da olmalı. Kontrol olmadığı için birden çok sert yaptırımlar getiriliyor. Bence ana problem burada. Sağlık sistemini orta ve uzun vadeli olarak derinlemesine değerlendirip stratejiler oluşturup bunu uygulamaya geçiremiyoruz. Biraz daha kısa vadeli bakıyoruz. Hastaneler özelleştirilecek olması zaman için özelleştirmeyi de beraberinde getirir mi? Şart değil. Özerkleştirme de yeterli bir faktör. Devlet sağlıktan elini çekecek mi yönündeki soruya cevap vermek çok kolay değil. Bence çekmesi şart değil. Özerk şekilde olması daha doğru. Birlikler için oluşturulacak yönetim kurulları, hastaneleri siyasi kadroların odağı haline getirilmesinde risk taşır mı? Bundan mümkün mertebe kaçınmak lazım. Sağlık sektörü çok büyük bir potansiyel. Sağlık Bakanlığı 850?ye yakın hastanesiyle en büyük KİT. Buranın siyasi odak haline getirilmemesi lazım. Kamu hastane birlikleri modeline geçiş döneminde bu sorunun cevabı çok hassas. Bu tehlikeye çok dikkat etmeleri lazım, aksi takdirde proje çöpe gider. Birlikler, vatandaş için paralı sağlık hizmetinin başladığı, cepten ilave ücret ödemeden hizmet alamayacağı bir dönem olarak öngörülebilir mi? Böyle bir durum olacağını zannetmiyorum. Türkiye?de şu anki Genel Sağlık Sigortası (GSS) çok cömert. Bildiğim kadarıyla dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar cömert bir GSS ülkemizde var. Şu anki, sağlık finansmanını gözden geçirmekte fayda var. Çünkü, sağlık hizmetlerini tüketmek çok kolay. Sağlıkta, iktisatta olduğu gibi arz-talep dengesi bulmak gibi bir formül de yok. Sağlık hizmetlerini ne kadar açarsanız o kadar fazla tüketiyor insan. Bence burada GSS paketini gözden geçirmekte fayda var. Kişilerin ve kurumların, özel sigortaların devreye girip bazı katkı paylarının olması lazım. Sevk zincirinin çok iyi işletilmesi lazım. Sevk zinciri ve GSS paketinin şu anki durumu iki önemli konu, bunların gözden geçirilmesi lazım. Profesyonel bir hastane yönetiminin olmazsa olmaz koşulları nelerdir? Bugün en zor yönetilen iki yer tersane ve hastane. Böyle bir algı var. Hastane yönetimi pek çok konuyu kapsıyor. Birincisi personel yönetimi. Bu o kadar karmaşıktır ki; doktoru, hemşiresi, idari kadrosu, hizmetli kadrosu gibi oldukça kompleks bir yapı var. İnsan yönetiminin son derece zor olduğu bir faktör ve skala çok farklı. Doktor gibi çok üst düzey eğitim alandan normal bir hizmetliye kadar değişen bir skala var. Bunun dışında finansal, yatırım ve teknoloji yönetimi de, doğru yönetilmesi gereken oldukça önemli konular. Ayrıca bu yapıda çok ciddi süreçler var, birbirini etkileyen süreçler bunlar. Yönetimi son derece zor. Sağlık yüksek bilgiye dayalı bir hizmet sektörü; işin içinde tıp var. Hasta güvenliği yine ciddi bir başka konu. Dolayısıyla hukuk başka bir faktör. Yönetim gittikçe daha da zorlaşıyor. İyi bir hastane yönetimi için pek çok Süpermen?lere ihtiyaç var. Birlik modeli, içinde bulunduğunuz sektörü nasıl etkileyecek? Kamu hastane birlikleri modeliyle çok sayıda hastane birlik haline gelecek ve birlikler yatırım kararlarına topluca karar verecek. Bugün hastaneler birer birer satın alım yapıyor. Artık daha büyük alıcı gruplarıyla karşılaşacağız. Bu da alım şekillerini değiştirecek. Artıları da eksileri de olacak mutlaka. Planlamanın çok iyi yapılması gerekir. Toplu alımlar yapılırken alıcı daha avantajlı duruma geçecek. Bu bir artı. Alım kriterleri iyi belirlenmezse, bu büyük güç yanlış şekillerde kullanılırsa ve bilinçli satın alımlar yapılmazsa ciddi zorluklar ortaya çıkabilir.

Devamını Oku Yorum Yok

ArGe,CT,in vitro,in vivo,IT,MR

Newsweek Röportajı – Sürdürülebilir Sağlık

Newsweek - Sürdürülebilir Sağlık Röportajı

Newsweek - Sürdürülebilir Sağlık Röportajı

Siemens tıp alanında başta teşhis ve tedavi teknolojileri olmak üzere dünyada ve Türkiye?de en önde gelen aktör pozisyonunda. Siemens Tıp Çözümleri Direktörü Ufuk Eren, firmanın Türkiye?de üstlendiği rolü ve projelerini Berkan Özyer?e anlattı. Newsweek Röportajı – 28.06.2010 Siemens?in sağlık alanındaki misyonu ve yatırımlarından konuşalım. Siemens üç önemli sektörde faaliyet göstermekte; endüstri, enerji ve sağlık. Sağlıkla tanışması da çok ilginç ve eskilere dayanıyor. Bilim adamı Conrad Röntgen x-ışınını keşfedince tüp üretim önerisini Siemens?e götürüyor. Siemens yaptığı bu ilk prototipte sağlık sektörüne adım atıyor. 1900?lerin başında vücuttaki birtakım fizyolojik parametreleri ölçen cihazlar üretiyor. Bir yandan da röntgen cihazları üretmeye başlıyor. Ardından özellikle röntgen olmak üzere, yeni gelişen tıbbi cihazlarda Siemens hep önemli bir yer tutuyor. Şu an dünyadaki en büyük, tek ve ilk entegre teşhis firmasıyız. Başlıca 2 farklı teşhis türü vardır. Bir tanesi, MR (Manyetik Rezonans), CT (Bilgisayarlı Tomografi) ve röntgen makineleri gibi makinelerle vücudun içerisini görüntülenir (in vivo). Diğeri ise, laboratuvar ortamında, kan veya idrar teşhisi (in vitro). Siemens?in vitro?ya 3-4 yıl önce girdi. Entegre ifadesinin altını doldurabilmek için in vivo ve in vitro verilerini bir araya getirip IT (Bilişim Teknolojileri) sayesinde bundan bir anlam kazandırmaya böylece hastaya özgü birtakım bulgu, tanı ve tedavi oluşturmaya çalışıyoruz. Yani gittiği yön, kişiye özgü tıp. Teşhiste ulaşılan hızın yanında tedavinin yavaş kaldığını söyleyebilir miyiz? Teşhis çok daha önemli, çünkü teşhisi doğru yapamamak veya geç teşhis yapmak, erken teşhisi yapamamak, sizi uzun ve zor bir tedavi süreciyle karşı karşıya getirir. Şuna inanıyorum, teşhise ve özellikle erken teşhise olan ilgi, yatırımlar ve AR-Ge artacak. Bunun iki sebebi var, ilki ne kadar erken olursa sizin tedaviniz o kadar ucuz oluyor, hızlı ve konforlu bir süreç oluyor. Bir de buna eşlik eden bilinçlenme var. İkincisi de tam bu. Dünyada nüfus artışıyla refah düzeyi de mutlak değer olarak artıyor. Yaşam beklentisinin 80 civarı olduğu bir ortamda, insanlar bu süreyi konforlu geçirmek istiyor ve düzenli olarak bakım yaptırıyor. Dolayısıyla, erken teşhise verilen ağırlık tedavinin önüne geçiyor. Öte yandan sağlık harcamalarının önemli bir yüzdesi ilaç harcamaları. Bu büyük bir pasta ve işin ilaç kısmını bir kenara koyarsak, cihazlarda da önemli gelişmeler var. Portföyümüzde tedavi cihazları da mevcut. En basiti böbrek taşı kırma cihazı. Özellikle kanser tedavisinde üç çeşit tedavi var; cerrahi, kemoterapi (ilaçla tedavi), radyoterapi (ışın tedavi). Sonuncusunda çok ciddi gelişmeler söz konusu. Vücudun çok zır kısımlarındaki kanserli noktayı etrafına zarar vermeden yok etme teknolojisi gelişiyor. Teşhis teknolojilerinin gelişmesi, insan ömrünün daha kaliteli ve uzun olması için daha fazla önem taşıyor Kesinlikle böyle. Maliyet açısından bakınca, geç veya yanlış teşhisle sisteme olan maliyetiniz 10 katı kadar yükselir. Ölüm, sakat kalma kısmını bir tarafa bırakıyorum. Özele inersek, Siemens?in sağlık alanındaki çalışmaları ne yönde? Çalışmalarımız dört alanda var. In vivo teşhirs, in vitro teşhis, IT ve tedavi cihazları. Ayrıca hastanelere tıbbi cihaz temininin yanı sıra servis ve bakım da yapıyoruz. ?GreenPlus Hospital? adlı bir konseptimiz var. Genelde ?yeşil?, tasarruflu binayı ifade ediyor. ?Plus? ise sağlıkta kalite ve verimi arttırıyor. Tıbbi cihaz ve IT çözümlerimizle, hastanelerin en kaliteli ve en hızlı bakımı gerçekleştirmesini sağlıyoruz. Türkiye?de bu uygulanıyor mu? Bu sistemi Türkiye şartlarına uyarlayıp Siemens merkezden gelen uzmanlarla Eylül 2010 gibi uygulamaya başlayacağız. Bunun dışında, Türkiye?de en büyük eksikliklerden biri, hastane yöneticisi. 2005?te sağlık yönetimi konusunda eğitimler verme amacıyla Siemens Akademi?yi kurduk. Bugüne kadar 700?e yakın kişiye hastane yöneticiliği, radyoloji, nükleer tıp yönetimi, biyomedikal mühendisliği konularında sertifikalar verdik. Ufak da olsa bir izimiz olsun istiyoruz. Hem kutsal hem de faydalı bir konu. Hatta ?sanayide enerji yöneticisi? eğitimi ile başka sektörlerde de akademiyi yaymaya başladık. Tüm ekipmanlarıyla bir hastane yapmak gibi bir proje var mı? Kamu-özel işbirliği modeliyle devlet, özel sektörün inşaatı yapmasını ve ekipmanları temin etmesini ve hatta bazı konularda 25 yıllığına işletmeyi üstlenmesini istiyor. Biz de başarılı olduğumuz İngiltere, İspanya, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerdeki tecrübelerimizi paylaştık. 25 yıl gibi uzun soluklu projelerde, aday şirketlerin sağlam ve uzun ömürlü olması beklenir. Siemens?in bu anlamda rolü nedir? Siemens gibi şirketlerin bu fotoğrafta olması büyük bir güven unsuru. Ayrıca tecrübesi, sunacağı çözümler, bunlar hep birer artı. Tıp dışında iletişim altyapısının kurulumundan, telefonuna, enerjisine ve güvenliğine kadar teknoloji sunacak, hem de tıbbi cihazların servisi ve bakım hizmetlerini yapacak Siemens hariç hiçbir firma yok. Hatta 3 bin yataklı hastanelerin enerjisinin bile üretebilir durumda olacak. Sürdürülebilir sağlık konusunda Siemens?in çalışmaları ne yönde? Sağlıkta sürdürülebilirlik birkaç anlama geliyor. Birincisi, hastaya zarar vermeden uzun süreli bakım. Doz konusunda mesela, az doz yayan, görüntü kalitelisinden ödün vermeden ve daha kısa sürede çekimi gerçekleştiren tıbbi cihazlar üreterek hastaya sürdürülebilir bir konfor garantisi veriyoruz. İkincisi, cihazların önemli bir kısmı geri dönüşebilir. Diğeri, satın alma ve uzun vadeli işletme maliyetleri (bakım) ucuz olan sistemler geliştirerek ?maliyeti düşük tıp? konusunu destekliyoruz. Bu çalışmaların hepsi sürdürülebilirlik dahilinde. Hasta kayıt sisteminin hastalara getirisi nedir? İki tane konu var. Hasta güvenliği ve hastayı takip etmek. Bunun için Soarian MedSuite gibi çok gelişmiş hastane bilgi yönetim sistemlerimiz var. Örneğin sistemde hastanın belli bir ilaca  karşı alerjisi kayıt edilmişse doktorun vereceği reçetede bunun bulunmaması için uyarıda bulunuyor ve medikal hatalar önlenerek hasta güvenliği sağlanmış oluyor. Süreç ve hasta güvenliği odaklı, sağlık hizmetlerinin etkinliğini artıyor..

Devamını Oku Yorum Yok

IT

Soarian MedSuite Hastanelere Kalite Getirecek

Siemens tarafından geliştirilen Soarian MedSuite, doktorlara ve hastalara büyük kolaylık sağlayacak. Soarian MedSuite Hastanelere Kalite Getirecek Siemens ve Simeks işbirliği çerçevesinde hastane bilgi ve yönetim sistemi Soarian MedSuite?in tanıtım toplantısı 10 Mayıs tarihinde gerçekleşti. Hastaların sağlık kayıtlarını elektronik ortamda tutmalarını sağlayan Soarian MedSuite, hastanın randevu alması ile başlayan süreci SGK ve özel sağlık kurumlarına fatura gönderilmesine kadar tek bünyede tamamlıyor. Bu süreç ise kurumlara hem maliyet hem de zaman tasarrufu kazandırıyor. Toplantının açılış konuşmasını yapan Siemens Tıp Çözümleri Direktörü Ufuk Eren Soarian MedSuite için, ?Sistemi The FCA has far greater resources than the OFT and can be expected to take a much more proactive approach to supervising consumer and policing the perimeter. Türkiye ile bütünleştirmek için çok çalıştık ve Türkiye için kimsenin cesaret edemediği büyük bir yatırım yaptık. Sağlık hizmetlerindeki kaliteyi artırıp verimli çalışmayı ön plana çıkararak Soarian MedSuite?in meyvelerini almak istedik. Bu yatırımla çok iyi geri dönüşler alacağız? dedi. Ürün hakkında bilgi veren Siemens Sağlık IT Birim Yöneticisi Dr.Alper Alsan, hastaların sağlık kayıtlarını elektronik ortamda tutmalarını sağlayan ürünün ön yüz tasarımının, tek ekran kullanımı sunan kullanıcı dostu ekranlar sağladığını söyledi. Soarian MedSuite yazılımında hastanın tüm tanı, görüntüleme ve laboratuar bilgileri tek sistem üzerinden ilgili hastane bölümlerince görüntülenirken, geçmiş ve güncel bilgilerine gerekirse uzaktan da erişilebiliyor. Yazılım, Türkiye faturalama ve klinik uygulamalarına göre çalışıyor ve tamamı Türkçe. BT Haber

Devamını Oku Yorum Yok

SGK

Küçülme Sürecek

Pek çok sektörde olduğu gibi sağlıkta da 2009 çok parlak geçmedi. 2008 yılında Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu?nun aldığı bazı kararlar ve global ekonomik kriz nedeniyle sektördeki yatırımlarda ciddi bir daralma söz konusu oldu. Daha önceden kararı verilmiş olan özel sağlık yatırımları hayata geçirilemedi. Sağlık sektörünün alt sektörlerinden biri olan ileri tıbbi görüntüleme teknolojileri pazarı için de benzer sıkıntılar söz konusu. 2008 yılında 188 milyon dolar büyüklüğe sahip olan pazarın cirosu, 2009?da 146 milyon dolara geriledi. Daralma 2009?da yüzde 40?a ulaştı. Küçülme SürecekUzmanlar, sektördeki küçülmenin bu yıl da devam edeceğini öngörüyor. Siemens Sağlık Direktörü Ufuk Eren?in, sektöre ilişkin yorumları şöyle: ?2010 yılında sağlık sektöründe 2009 yılına göre yüzde 8?lik bir büyüme bekleniyor. Sağlık hizmetlerine olan talep hiçbir zaman azalmayacağı için sektördeki yatırım cazibesi her zaman mevcut. İleri tıbbi görüntüleme ürünleri pazarının ise 2010 yılında 133 milyon dolar olacağını tahmin ediyoruz. Bu, yaklaşık yüzde 9?luk bir daralma demek. Sektörün uzun vadeli hedefi, erken teşhisin önemini daha belirgin hale getirmek. Erken teşhisin toplam sağlık maliyetini azaltıcı yöndeki etkisi konusunda, toplumda ve sağlık karar vericilerindeki farkındalığın artması gerekiyor. Sağlıkta kısa vadeli strateji ve uygulamaların yanında, orta ve uzun vadeli strateji ve uygulamalar yapılmalı ve takip edilmeli?. 2009 yılında 146 milyon dolar olan pazarın, bu yıl yüzde 7 daralarak 133 milyon dolara gerilemesi bekleniyor. Capital Dergisi

Devamını Oku Yorum Yok

Siemens, Tedarik Portföyünü Genişletmeye Devam Ediyor

Kamu sektörü yatırımları 2009?da bir miktar artmakla beraber, özel sağlık yatırımları yapılamadı. Özellikle görüntüleme teknolojileri sektörü, 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 küçüldü. Bu yıl ise sektörün yüzde 8 büyüyeceğini öngörüyoruz. Sektörün, bu yıl yüzde 8 büyüyeceğini öngören Ufuk Eren, ?DPC, Bayer Diagnostics ve Dade Behrin?i satın alan Siemens, dünya genelinde tam entegre tanı sistemleri tedarikçisi haline geldi? dedi. Siemens, Tedarik Portföyünü Genişletmeye Devam EdiyorSiemens Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren, 2009?un ilk üç çeyreğinde tüm dünyada 11.9 milyar EURO gelir ve 1,5 milyar EURO kar elde ettiklerini açıklayarak, söz konusu dönemde ekonomik krizden dolayı Türkiye?de sağlık sektörü yatırımlarında ciddi bir daralmanın gerçekleştiğini kaydetti. Geçen yıl, önceden kararı verilmiş olan özel sağlık yatırımlarının yapılmadığının altını çizen Eren, ?Kamu sektörü yatırımları ise bir miktar artmakla beraber, birçok erteleme ve gecikme nedeniyle gerçekleşemedi. Özellikle, görüntüleme teknolojileri sektörü, 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 küçüldü? diye konuştu. Sektörün, 2010 yılında 2009?a göre yüzde 8 büyüyeceğini öngören Eren, ?Demografik değişimler sayesinde sektörün yatırım anlamında her zaman cazip olacağını söyleyebilirim? ifadesini kullandı. Siemens?in, sağlık teknolojileri endüstrisinin dünyadaki en büyük tedarikçilerinden birisi olduğunu vurgulayan Eren, şirketin DPC, Bayer Diagnostics ve Dade Behring?i satın almasıyla birlikte dünyada gerçek anlamda tam entegre tanı sistemleri tedarikçisi haline geldiğini açıkladı. Eren, ?Böylece Siemens sağlık sektöründeki müşterilerine tıbbi görüntüleme ve laboratuar tanı sistemlerinden klinik IT sistemlerine kadar, hepsini tek kaynaktan olmak üzere, tüm katma değer zincirini kapsayan benzersiz ve kapsamlı bir tıbbi çözüm portföyü sunabiliyor. Bu çözümler, sağlık hizmetlerinin daha düşük maliyette ve daha yüksek kalitede verilmesini sağlıyor? dedi. Siemens?in sağlık sektöründe, dünyada yıllık 728 milyon Euro ArGe harcaması ile sektörünün en önemli küresel oyuncularından birisi olduğuna dikkat çeken Eren, ?Türkiye?de, Hacetteğe Radyoloji Departmanı ile anjiografi ürünlerimizin geliştirilmesi, Boğaziçi Üniversitesi ile biyomedikal görüntüleme laboratuarının kurulması ve Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü ile de ameliyatlarda X ışını yerine artık MRI teknolojisinin kullanılmasını sağlayacak yeni cihazlarının Türk bilim adamları ile geliştirilmesi konularında işbirlikleri yürütüyoruz? bilgisini verdi. Sağlık Bakanlığı tarafından, tıbbi cihazların bakım ve onarım standartlarının belirlenmesi gerektiğini savunan Eren, özellikle yüksek teknolojili tıbbi cihazların son derece komplike ve karmaşık sistemler olduğuna dikkat çekti. Eren, şöyle devam etti: ?Yüksek teknolojiye sahip komplike sistemlere belgeli, belgesiz herkes sorgulanmaksızın müdahale edilebiliyor. Bu durum teknolojinin performansını, ömrünü, teşhis ve tedavinin neticesini etkilediği gibi sağlık personeli ve hasta güvenliği için de risk unsuru oluşturuyor. Sağlık Bakanlığı tarafından tıbbi cihazların bakım, onarım standartlarının belirlenmesi ve belgelendirme sisteminin getirilmesiyle bu sorunun çözüleceğine inanıyorum? Dünya Gazetesi

Devamını Oku Yorum Yok

CT,Definition Flash,düşük doz,entegre teşhis,SOMATOM

Siemens, Entegre Teşhis?e doğru hızla ilerliyor

Siemens özellikle elektrik-elektronik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri. Faaliyetlerini üç sektöre yöneltmiş durumda. Bunlar: enerji, endüstri ve sağlık?
Siemens, Entegre Teşhis?e doğru hızla ilerliyor

Siemens, Entegre Teşhis?e doğru hızla ilerliyor

Siemens Tıp Çözümleri, sahip olduğu başarılı in vivo ve IT çözümlerine, 2006 ve 2007 yıllarında yaptığı önemli yatırımlarla birlikte in vitro teşhis çözümlerini de ekleyerek moleküler tıp ve kişiye özgü tıp alanlarında dünyanın en büyük entegre teşhis çözümleri sunan ilk firması oldu. Siemens IT Solutions Direktörü Ufuk Eren?le entegre teşhis çözümleri ve projeleri ile ilgili olarak konuştuk. *Siemens sağlıkta hangi alanlarda faaliyet gösteriyor? Siemens sağlıkta üç alanda faaliyet gösteriyor. Birincisi zaten uzun yıllar içinde bulunduğu alan : İn vivo teşhis. Teşhiste kullanılan cihazları arasında en klasik konvansiyonel röntgenden tutun, antiyografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme cihazı, ultrasonografi, mamografi, mobil röntgenler, skopi cihazları, moleküler görüntüleme cihazları (GAMA Kamera,PETCT cihazları) sayılabilir.Siemens bu konuda dünyada innovasyon lideri.
Siemens, Entegre Teşhis?e doğru hızla ilerliyor

Siemens, Entegre Teşhis?e doğru hızla ilerliyor

Son üç yılda içine girdiği ve yine dünyada lider olduğu bir diğer alan da in vitro teşhis. Yani vücut içerisinden alınan sıvının, laboratuar ortamında teşhis edilmesi. Siemens?in sağlık alanında lider olduğu konulardan bir diğeri de, dünyada ki en büyük IT firması olması. Bu da zaten Siemens?i dünyada tek ve lider entegre teşhis firması haline getiriyor. Entegre teşhisin ne demek olduğunu biraz daha açmak gerekirse şunları söyleyebiliriz: Tam olarak teşhis koyabilmek için yalnızca vücudun içerisini görüntülemek yeterli değil. Bunu in vitro ve in vivo teşhisten aldığınız bilgiyi,gelişmiş bilişim teknolojisi ortamınla birleştirerek entegre teşhisi oluşturabilirsiniz. Biz buna ?entegre teşhis? diyoruz. Entegre teşhisin amacı da kişiye yönelik sağlığa doğru gitmek.Yani ?Personalize Medicine? dediğimiz sağlığa doğru gitmek. Bizim en büyük vizyonumuz budur. Kişiye özgü sağlığa doğru ciddi bir adım atıyoruz. Bu çerçevede çalışan zaten başka bir firma da yok. Sağlık zincirinde dört tane halka var: Koruma, Teşhis, Tedavi ve Bakım. Teşhis, sağlık zincirindeki en önemli halka haline geliyor. Teşhis amacıyla kullanılan yöntemler, korumadan tedaviye kadar bütün noktalarda kullanılıyor. Hatta korumada da kullanılıyor. Yani kişi henüz hasta olmadan devreye girip, rutin check up?lar yapmak, hem in vivo hem in vitro teşhis yöntemlerini kullanarak olası bir hastalığı erken teşhis etmek hatta önlemek de mümkün. * Gen teknolojileri alanında Siemens?in çalışmaları var mı? Genetik alanında çalışmaları var. Zaten özellikle in vitroyu aldıktan sonra bu konuda self ürünler var ve yeni ürünler geliştiriyor. Amacımız bunları entegre teşhisle birleştirebilmek. Birkaç yılı kaldı.Sözünü ettiğim süreci; Yani önleme,teşhis,tedavi ve bakım süreci zincirini değiştireceğiz.Şunu hemen belirtmeliyim ki, teşhis ve özellikle erken teşhisin önemi gittikçe artıyor.Sebebi de şu; öncelikle insanlar bu teknolojiden faydalanıp daha uzun ömürlü yaşamak istiyorlar.Bir hastalığı ne kadar erken safhada teşhis ederseniz onun tedavisi o kadar kolay oluyor.En başta kanser olmak üzere diğer kronik hastalıkların takibi,erken teşhiste yapacağınız yatırım,toplam sağlık maliyetlerini ciddi anlamda düşürüyor.Hem erken teşhisin hem de teşhisin öneminin artması üzerine 2000-2008 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri?nde görüntülenme için başvurular yüzde yüz artmış. 2000 yılında bir milyon görüntüleme varsa 8 yılda yüzde yüz artmış ve 2milyona çıkmış. Büyük bir artış var. Bu artış gittikçe devam edecek.Çünkü hem teknoloji bunu destekliyor hem de yararı çok açık bir şekilde ortada.Kişiler bilinçleniyor.Bugün belki hasta değilsiniz ve bir probleminiz yok ama gidip bir dijital mamografi çektiriyorsunuz veya kalp damarlarında bir şey var mı diye bir gelişmiş tomografi ve MR cihazlarına giriyorsunuz. Görüntüleme yöntemlerine başvurunun artışında teknolojinin bu uygulamaları artık çok konforlu hale getirmesinin de payı var. Bunun anlamı bu cihazların vücuda en az zarar vereceği yada hiç zararsız ortamların yaratılması; bunun yanı sıra vücuda dışarıdan herhangi bir şey sokmadan işlem yapılabilecek ortamların yaratılmasıdır. * Türkiye?de görüntüleme yöntemlerinin, invitro yöntemlerinin kullanılma amacı nedir? Teşhiste mi kullanılıyor? Tedavi aşamasında mı kullanılıyor. Yani erken teşhiste kullanılma oranları nedir? Amerika?da 8yılda önemli bir başvuru artışı oldu dediniz. Türkiye?de erken teşhis yöntemi olarak yoğun olarak kullanılıyor mu? Bu bahsettiğim rakam özellikle erken teşhisle ilgili değil genel teşhiste kullanım oranları. Bunların içerisinde erken teşhis de vardır elbette. Böyle ayrı bir istatistik yok elimde. Erken teşhiste kullanımı bireyin bu konudaki bilinç düzeyine bağlı. Yani bazı kişiler kendini sigortalamak için erkenden gidip bu yöntemleri kullanıyorlar. Öte yandan toplumda farkındalık da çok arttı. Buna bağlı olarak görüntüleme yöntemlerinin kullanılması ile ilgili olarak özellikle son üç beş yılda çok artış görüyorum. Türkiye?ye artık teknolojik gelişmeler de dünya ile eş zamanlı olarak geliyor. Konforlu teknolojilerin kullanımına Türk halkı da rahatlıkla erişebiliyor. * Hatta birçok ülkeye göre ilerde bile diyebiliriz. Avrupa ülkelerine göre bunu söyleyebilir miyiz? İleride olduğumuz ülkeler var, geride olduğumuz ülkelerde var. Ama nerdeyseniz diye sorarsanız ortalarda bir yerlerdeyiz. Özellikle doğu blok ülkeleri bizden daha geride. *Türkiye?de ihtiyaçtan fazla görüntüleme cihazının bulunduğu söylenir hep. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz yani gereğinden çok mu cihaz var? Çok fazla cihaz mı var? Veya çok fazla mı kullanılıyor? Ben önce ilk soruya cevap vereyim. Adet olarak baktığımız zaman Türkiye?de ileri görüntüleme cihazları, MR belki Belçika?ya ya da Hollanda?ya göre daha fazla. Ama biz 72 milyonuz. Bahsettiğimiz ülkeler 7-8 milyon. Dolayısıyla bizim ülkemizde doğal olarak onların on kat olması lazım. Şimdi biz bu değerlendirmeyi yaparken bir milyon nüfusa kaç MR cihazının hizmet ettiğini bulup, bu oranı konuşmamız lazım. Bu oranlara da baktığımız zaman biz Avrupa Birliği ortalamasının altındayız. Fransa?ya ve Hollanda?ya yakınız. Avusturya?nın, Bulgaristan?ın altındayız. Amerika?nın çok çok altındayız. Üstünde olduğumuz ülkeler var. Altında olduğumuz ülkelerde var. Ancak adet olarak bizde gereğinden çok MR cihazının olduğu doğru değil. Türkiye için 72 milyon nüfustan bahsediyoruz. Dolayısıyla orantı yaparsanız çok fazla değil. Çok fazla mı kullanılıyor? Bu konuda elimde ciddi bir istatistik olmadığı için yorum yapabilecek durumda değilim. Olsa bile Türkiye?nin demokratik yapısı, epidemiyolojik yapısı, Türkiye?deki tıp eğitimi, Türkiye?deki doktor sayısı,Türkiye?deki sevk zinciri bütün hepsi bunu etkileyen faktörler.Bunların hepsinin göz önünde bulundurularak bir yorum yapılması daha doğru olacaktır. * Görüntüleme cihazlarının yurt çapında dengeli dağılımı söz konusu mu sizce? Evet eskiden görüntüleme cihazları İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde toplanmıştı. Şu sıralar bir teknoloji haritası çıkarıyoruz. Ona baktığımız zaman artık Türkiye?nin bütün illerinde tomografi cihazı olduğunu, illerin çok büyük bir çoğunluğunda MR cihazı bulunduğunu görüyoruz. Homojen bir yapıya doğru gidiş var. Bir milyon kişiye kaç MR düştüğüne baktığınız zaman mesela İstanbul birinci değil, ilk on içinde yer alıyor. Buna karşın mesela Edirne?de Batman?da sayı yüksek çıkıyor. Bazı Karadeniz şehirlerinde yüksek çıkabiliyor. Ankara İstanbul?a göre daha yüksek. Genel izlenim İstanbul?da çok daha fazla görüntüleme cihazı olduğu yönünde. Ancak bu doğru değil. Türkiye?de homojen yapıya doğru bir gidişat var. Bu gün artık her tarafta,Hakkari?den tutun da Tekirdağ her tarafta bütün köşesinde bu teknoloji yatırımları var. Siemens?in son ürünlerinden biri de ?dünyanın en hızlı ve en az radyasyon veren bilgisayarlı tomografi cihazı? olarak tanıtılan SOMATOM Definition Flash. Bu cihaz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Nefesini uzun süre tutamayan hastalar ve çekim sırasında hareketsiz kalması zor olan çocuk veya yoğun bakım hastaları için bilgisayarlı tomografi çekimini inanılmaz kolaylaştıran bir cihaz. Bu cihaz, hem 0,6 saniye gibi rekor bir sürede nefes tutmaksızın en detaylı sonuçları elde ediyor, hem de vücuda verilen radyasyon dozunu şimdiye kadar görülmemiş şekilde azaltıyor. Bu yeni cihaz, 1 mSv altındaki bir doz ile kalp tetkiklerinde en küçük anatomik detayları bile görüntüleyebiliyor. Cihaz, boyu yaklaşık 200 cm olan bir hastayı sadece 4 saniyede tarıyor. Bugüne kadar kullanılan cihazlarda hastanın çekime hazırlanmasından teşhise kadar geçen süre 10 dakikayı bulurken SOMATOM Definition Flash ile bu işlem sadece birkaç dakika içerisinde tamamlanabiliyor. Cihazın hızı özellikle acil durumlarda teşhis konulmasında büyük kolaylık sağlıyor. Acil vakalarda zaman baskısı nedeniyle eski cihazlarla yapılamayan bilgisayarlı tomografi çekimi, yüksek hızlı SOMATOM Definition Flash ile ne zor hasta için bile mümkün oluyor. Bu sohbet için teşekkür ediyorum. Literatür- Ocak 2010

Devamını Oku Yorum Yok

kişiye özel sağlık

Erken Teşhis Maliyetleri Düşürecek

Siemens Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren, erken teşhisin toplam sağlık maliyetlerini düşürdüğüne dikkat çekerek,? Sağlık zincirinde bu halkaya daha fazla önem verilmeli? dedi.

Bugün tüm dünyada tıp teknolojileri baş döndürücü bir hızla büyüyor. Önümüzdeki yıllarda da büyümenin artarak devam edeceği aşikar. Teknolojik gelişmelerle birlikte kişiye özgü tıp,özellikle erken teşhisin önemi,moleküler tıp ve genetik bilimin daha da öne çıkacağı öngörülüyor.

Erken Teşhis Maliyetleri DüşürecekSiemens Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren, dünyada artan ve bir yandan da yaşlanan nüfusun sağlık hizmetlerine olan talebi ve maliyeti arttırdığına dikkat çekerek, ?Aynı şekilde, Türkiye?ye bakarsak, ülkemizde de nüfus artıyor. Türkiye?de de yaşlı nüfus oranı her geçen gün daha da artmakta. Sağlık hizmetine talep arttıkça da hizmetleri yeterince götürebilmek için arzı sağlayacak bir teknoloji üretimi gerekiyor? diyor.

Kişiye özel sağlık haritası oluşturulacak

Bugün hastalıkların teşhisinde iki yol olduğunu bunlardan birinin vücudun içinin görüntülenmesi, ikincisinin ise vücuttan alınan bir maddenin laboratuarda incelenmesi olduğunu kaydeden Eren, sözlerini şöyle sürdürüyor.

?Gelecekte bu iki veri, bilişim teknolojileri sayesinde analiz edilerek, kişiye özel sağlık haritası oluşturulacak. Kişiye özel tedavi yöntemi uygulanacak. Yapınıza uygun size özel ihtiyaçlar üretilecek ve erken teşhisin önemi gittikçe artacak. Sağlık ekonomisine baktığımız zaman teşhisine kadar iyi yaparsanız toplamdaki sağlık harcamanız o kadar daha iyi planlanıyor ve sağlık kalitesi daha iyi kontrol edilmiş oluyor. Erken ve doğru teşhis, hedefsel tedaviyi sağlayacak.

Ayrıca erken teşhisin toplam sağlık maliyetleri içerisinde ciddi bir düşürücü etkisi olması nedeniyle önemi daha da vurgulanmalı ve sağlık zincirinde bu halkaya daha fazla önem verilmelidir. Koruyucu sağlık hizmetleri bu konuda halkın bilinçli düzeyi arttırılmalıdır.?

Yeni döneme nasıl hazırlanıyor?

Düşük maliyet yüksek kalite

Siemens Sağlık Sektörü, Türkiye?de ve dünyada sağlık sektörüne yönelik yenilikçi ürünlerin ve komple çözümlerin yanı sıra servis ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. Radyolojiden kardiyolojiye, nükleer tıptan sağlığına, onkolojiden ürolojiye kadar birçok alanda Siemens marka medikal sistemlerin üretim, satış, danışmanlık ve teknik servis hizmetleri bu kapsamda sunuluyor?

DPC, Bayer Diagnostics ve Dade Behring?in satın alınmasıyla birlikte Siemens dünyada gerçek anlamda ilk tam entegre tanı sistemleri tedarikçisi haline geldi. Böylece, Siemens sağlık sektöründeki müşterilerine tıbbi görüntüleme ve laboratuar tanı sistemlerinden klinik IT sistemlerine kadar hepsi tek kaynaktan olmak üzere, tüm katma değer zincirini kapsayan benzersiz ve kapsamlı bir tıbbi çözüm portföyü sunabiliyor. Bu çözümler, sağlık hizmetlerinin daha düşük maliyette ve daha yüksek kalitede verilmesini sağlıyor.

Milliyet Sağlık Eki

Devamını Oku Yorum Yok

Kalite

Global Liderliğe Yükseldi

Her yöneticinin kariyerinde mutlaka bir dönüm noktası vardır. Bugün Siemens Sağlık Türkiye ve İsrail Türkiye Direktörü pozisyonunda görev yapan, TÜSİAD?da sağlık icra komitesi başkanlığı görevini yürüten ve Siemens?te geçen ay global bir projede liderlik görevi alan Ufuk Eren?in dönüm noktası yeni mezunken International Hospital?da üstlendiği ilk işi oldu. ?Orada çalışmak bana acayip bir ufuk açtı? diyen Eren, şöyle devam ediyor: ?Türkiye?nin o zamanlar en modern hastanesinde, dünyanın en ileri teknoloji cihazlarından sorumlu oldu. Tüm o cihazların satın alınmasını, bakımını yapmam kariyerimde çok önemli kapılar açtı?. Global Liderliğe YükseldiEren, İsviçre?de doğmuş ve çocukluğunu orada geçirmiş bir isim. Eren, ?Çok kültürlü yapıda farklı bakış açılarını görebiliyorsunuz. İsviçre, İngiltere ve Almanya?da çalışmam sayesinde farklı kültürlerde, farklı insanlarla çalışma yetkinliğim arttı? diyor. Ufuk Eren, Siemens?e yeni iş ve yatırım alanları açacak global bir projenin liderliğine getirildi. ?Kariyerimde sürekli yükselen bir trend izledim? diyen Eren, dünya çapında bir projenin liderli olmaktan dolayı çok mutlu. Bunun dışında zamanının önemli kısmı organizasyon yapısının ve süreçlerinin güçlendirilmesiyle geçiyor. Önceliklerini şöyle ifade ediyor. ?3 tane büyük laboratuar şirketi satın aldı. Bunların entegrasyonu başlayacak. Ayrıca Central Eastern Europe bölgesindeki 19 ülkenin bazı süreçlerinin yönetiminden Avusturya?nın başında direktörle birlikte sorumluyuz?. Eğitim Yolu: Işık Lisesi (1985) / İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği (1989) / Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği yüksek lisans (1992) / İstanbul Üniversitesi Hastane Yöneticiliği Programı (1995) Kariyer Yolu: Tıbbi Ekipmanlar Müdürü ? International Hospital (1990-1992) / Klinik Mühendisliği ? Kanton Hastanesi (1992 – 1992) / Teknik mühendis pazarlama sorumlusu (1992-1993) / Bölge satış yöneticiliği, satış ve pazarlama müdürü, Türkiye direktörü, Türkiye ve İsrail direktörü ? Siemens Sağlık Türkiye (1993 – ?) Capital

Devamını Oku Yorum Yok

Kalite

Büyük Ödül Aksa ve Siemens?e gitti

Bu yıl 16?ıncısı verilen Kalite Ödülleri sahiplerini buldu. Büyük ölçekli ?İşletmeler kategorisi?nde Ulusal Kalite Büyük Ödülü?nü Aksa ve Siemens Sanayi aldı. Başarı ödülleriyse Borusan Lojistik ve İstanbul Deniz Otobüsleri?ne verildi. Türkiye Kalite Derneği(KalDer) tarafından bu yıl 16?ıncısı verilen Ulusal Kalite Ödülleri sahiplerini buldu. Büyük ölçekli ?İşletmeler Kategorisi?nde Ulusal KALİTE Büyük Ödülü?nü Aksa Akrilik Kimya Sanayi ve Büyük ölçekli ?İşletmeler Kategorisi?nde Siemens Sanayi( Sağlık Grubu) aldı. Büyük Ödül Aksa ve Siemens?e gittiBüyük ölçekli ?İşletmeler Kategorisi?nde Başarı Ödülleriniyse Borusan Lojistik A.Ş. ve İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO) kazandı. Gerçekleşen törende kalitenin şampiyonları ödüllerini TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve KalDer Başkanı Ali Rıza Kaylan?ın elinden aldı. Ulusal Kalite Ödülü, toplam kalite uygulamalarında kuruluşlara sadece referans değil, ulusal bölgesel ve global pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel noktaları öne çıkarmada yol gösterici olma özelliği taşıyor. Küreselleşen dünyada rekabetin en temel unsur olduğu düşüncesinden hareketle, Ulusal Kalite Ödülü, kuruluşlara farklılaşmada öncelik kazandırıyor. Mükemmellik modeli Ulusal Kalite Ödülleri?nin, kalite alanındaki Türkiye?nin en büyük ve itibarlı kalite etkinliği olduğunu belirten Kalite Ödülü Yürütme Kurulu Başkanı Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, ?Bu yıl Ulusal Kalite Ödülleri?nin 16?ncı yılı. Ulusal Kalite Ödülleri, ülkemizde kalite bilinçlenmesinin artması ve toplam kalite yönetim felsefesinin yaygınlaştırılmasında kuşkusuz önemli rol oynuyor. Türkiye?de kaliteye gösterilen önemin ve ciddiyetin sonuçlarına Avrupa?da aldığımız Kalite Ödülleri ile de görüşüyoruz. Bu yıl Avrupa Kalite Büyük Ödülü iki Türk şirketinin oldu, Türkiye aynı zamanda bir Başarı Ödülü daha aldı ve İngiltere ile beraber en çok ödül kazanan ikinci ülke oldu? dedi. Ulusal Kalite Ödülü?ne Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı?nın Avrupa Kalite Ödülü?nde kullandığı ?Mükemmellik Modeli? kriterlerinin esas alındığını ifade eden Mehmet Durman, ?Geçen 16 yılda ödül sürecine 206 kuruluş başvurdu. Ödül sürecine katılım sektörel yayılım ve çeşitlilik açısından sevindirici olmakla beraber, sayısal olarak oldukça azdır. Bugüne kadar, 18?i Büyük, 31?i Başarı Ödülü ve ikisi Mükemmellikle Süreklilik Ödülü olmak üzere toplam 51 ödül verildi? diye konuştu. Ödül Süreci Ödül süreci hakkında bilgi veren Mehmet Durman şunları söyledi: ?Büyük Ölçekli İşletmeler Kategorileri?nde finale kalan Aksa Akrilik Kimya, Borusan Lojistik, İstanbul Deniz Otobüsleri,Siemens San. Ve Tic. A.Ş. (Sağlık Grubu), Barem Pazar Araştırma ve Özel Eğitim Merkezi(KOBİ kategorisi)saha ziyaretlerinde EFQM Mükemmellik Modeli kriterlerine göre değerlendirildi. Ödüle hak kazanan kuruluşlar,akademisyenler ve toplam kalite yönetimi uygulayan kuruluşların üst düzey yöneticilerden oluşan ödül jürisi tarafından kararlaştırıldı.16?ıncısı düzenlenen ? Ulusal Kalite Ödülü? töreninde Ulusal Kalite Büyük Ödülü?nü Aksa ve Siemens Sanayi A.Ş. Ulusal Kalite Başarı Ödüllerini ise Borusan Lojistik A.Ş. ve İstanbul Deniz Otobüsleri kazandı.? Ulusal Kalite Ödülleri her yıl, Kamu Kuruluşları, İşletmeler ve Sivil Toplum Kuruluşları olmak üzere üç ana kategoride başvuru kabul ediyor.Bu kapsamda 2008 yılı Kamu Kategorisi ?Ulusal Kalite Başarı Ödülü?nü Antalya Ayten Çağıran Anaokulu, İstanbul Erenköy İlköğretim Okulu ve İzmit Nuh Çimento İlköğretim Okulu aldı.Ödüller Ankara?da düzenlenen Kamu Kalite Sempozyumu?nda sahiplerine verildi.Geçen yıl ise,yaptığı çalışmalardan dolayı Soyak İnşaat almıştı. Radikal Gazetesi

Devamını Oku Yorum Yok

IT

Hastane Bilgi Sistemi Alanında Siemens?in Çözüm Ortağı Simeks Oldu

Siemens?in hastanelerin verimliliğini artıran Hastane Bilgi Sistemi (HBS) ürünü Soarian MedSuite?in Türkiye?deki lisans satışı, servis ve destek hizmetlerini Simeks Tıbbi Sistemler Sanayi ve Ticaret A.Ş.sağlayacak. Hastane Bilgi Sistemi Alanında Siemens?in Çözüm Ortağı Simeks OlduSiemens, yenilikçi Hastane Bilgi Sistemi (HBS) ürünü Soarian MedSuite?in lisans satışı, servis ve destek hizmetleri konusunda Türkiye?nin önde gelen sağlık hizmetleri çözümleri firması Simeks Tıbbi Sistemler Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile anlaştı. Simeks?in CEOS?u Gerçek Sunman, ?Siemens ve Simeks?in ortak vizyonu Türkiye?deki müşterilerimize yenilikçi ürünler, çözümler ve hizmetler aracılığıyla önemli bir değer katacaktır? dedi. Sunman şöyle devam etti: ?Soarian MedSuite, gelişmiş mimari tasarımıyla müşterilerimizin beklentilerini daha esnek çözümlerle karşılayabilmemize olanak verecek. Bu işbirliği ile ileride sunacağımız yeniliklerin heyecanının yanı sıra sağlık bilişimi konusunda 35 yılı aşkın deneyime sahip Siemens gibi bir grupla ortaklık kuruyor olmak bize büyük memnuniyet veriyor.? Siemens Türkiye Sağlık Sektör Lideri Ufuk Eren ise Simeks ile ortaklığın sağlık hizmetleri konusundaki şirket stratejilerinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayarak, ?Simeks ile Soarian MedSuite konusunda başlattığımız işbirliği, bölgede hali hazırda yüksek kalitede ileri görüntüleme sistemleri ve laboratuar teşhis çözümlerine sahip olduğumuz portföyümüzü güçlendirecektir? diye konuştu. Siemens Sağlık Sektörü Sağlık Hizmetleri Satış ve Pazarlamasından sorumlu Başkan Yardımcısı Bernt Klein da, Simeks?i seçmelerinin nedeninin Türkiye?deki sağlık bilişimi pazarını çok iyi tanımaları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Simeks ile yapılan yeni anlaşma ile tam entegre bir HBS çözümü arayan özel ve kamu sağlık kurumlarına, Siemens?in çözümlerinin daha yaygın ulaşmasında yardımcı olacaktır?. Halen Meksika, Türkiye, Güney Afrika ve Birleşik Arap Emirlikleri?ndeki saplık kurumlarında kullanılan Soarian MedSuite?in önümüzdeki birkaç ay içinde Mısır ve Litvanya?da birden çok yerde kullanıma girmesi planlanıyor. Yenilikçi ve ölçeklenebilir bir HBS çözümü olan Soarian MedSuite, tüm dünyada hastanelere hasta hizmetlerini daha iyi yönetmeleri konusunda yardımcı oluyor ve idari, klinik ve mali süreçlerin yönetiminde entegre araçlar sağlayarak hastanelerin verimliliğini artırıyor. Soarian MedSuite?i diğerlerinden ayıran özellik, sahip olduğu gelişmiş hizmete yönelik yapı (SOA), zengin internet uygulaması (RIA) ve uygulamanın süreç mantığı ile bütünleşik bir iş akış yöneticisi (BPM) ile oluşturulan yeni nesil bir teknoloji platformu olması. Bu güçlü kombinasyon sağlık hizmetleri kurumlarına gerekli yerde ve gerekli zamanda değişime uyum konusunda daha hızlı uyarlanabilen ve rol-tabanlı bir HBS çözümü sunulmasını sağlıyor. CIO Club

Devamını Oku Yorum Yok