Geleceğe Yönelik Adımlar İçin Yeşil+

Günümüz  koşulları değişiyor, rekabet artıyor. Sağlık sektöründeki ekonomik ve ekolojik talepleri bir arada karşılamak için de kurumların daha bilinçli ve farkındalığı yüksek bir biçimde çalışmaları gerekiyor. Yeşil Hastane, Türkiye için yeni bir kavram olsa da artık kurumlar çevre, kalite ve verimlilik alanında yapılacak çalışmalarla yol haritası çizmeye başladı bile. Siemens?in Yeşil Değerlendirmesi de hem kurumun durumunu sorguluyor hem de gelecek odaklı yapılacak çalışmalara olanak sağlıyor.İşte Siemens Türkiye Sağlık Sektörü Lideri Ufuk Eren?in anlatıkları? Yeşil Değerlendirmesi bir anlamda kurumların çevre, kalite ve verimlilik konusundaki performansını ortaya koyuyor. Bu, özellikle günümüzde neden önemli ve kurumlar bu konudaki bilinci-farkındalığı arttırarak hayata geçirme konusunda ne kadar aktif? Günümüzdeki rekabet koşulları her sektörde olduğu gibi sağlık sektöründeki kurumların daha aktif ve gelecek odaklı olmasını zorunlu kılıyor. Bugün, gelinen noktada işletmelerin yalnızca müşterilerine karşı değil, içinde bulundukları sektöre ve dünyaya karşı da sorumlulukları var. Bu sorumlulukları yerine getirmek içinse, bizim Yeşil Hastaneler yaklaşımımız altında sunduğumuz çevre, kalite ve verimlilik odaklı uygulamaları hem kendileri hem de dünyamız için hayata geçirmeleri gerekiyor. Günümüzde bu kavramların daha yoğun kullanılmasının ardındaki ana faktör, dünya genelinde çevreciliği ve sürdürülebilirliği ön plana çıkartan yaklaşımlar. Bu elbette dünden bugüne gerçekleşen hızlı bir süreç değil. Geçtiğimiz yüzyılda kaynakların hızla tüketilmesinin ardından oluşan ve dünya nüfusunun 7 milyar barajını aşıp hızla artması sonrası daha çok dile getirilen bir süreç. Daha fazla nüfus kaynak verimliliğinin önemini ortaya koyarken hasta sayısındaki artışı da beraberinde getiriyor. Bu da, daha az kaynakla daha fazla sayıda hastanın tedavisini ve eldeki kaynakların verimli kullanımı gereksinimini ortaya çıkarıyor. Firmaların, geçmişe oranla bu kavramları daha çok sahiplendiğini net bir şekilde söyleyebiliriz. Siemens olarak biz de sağlık başta olmak üzere faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda firmaların bu konularda bilinçlenmesi için özel çalışmalar yürütüyoruz. Çevre, kalite ve verimlilik alanındaki sonuçlara ulaşırken, hangi süreçleri izliyor bu değerlendirme? Ve kurumlar hangi zayıf ya da güçlü yanlarıyla yüzleşiyor? Yeşil Değerlendirme çalışmaları, aşama aşama gerçekleşiyor. İlk olarak mevcut durumu tespit etmek üzere hazırladığımız bir anketin yanıtları alınıyor. Uzman ekibimiz hastanede süreç sorumluları ile beraber onsite gözlemler yapıyor. Ardından anket sonuçları, ve onsite gözlem sonuçları projenin tüm katılımcılarının yer aldığı bir dizi toplantıyla değerlendiriliyor. Sürecin işlerlik kazanabilmesi adına karşılaşılabilecek engelleri tespit etmek için hastanedeki tüm departmanların yetkilileriyle birebir görüşmeler gerçekleştiriliyor. Sonrasında sağlık işletmesine ait sürdürülebilir endeksinin belirlenmesine geçiliyor. Son aşamada ise geliştirilmeye yönelik derinlikli analizlere geçiliyor ve bir yol haritası çıkartılıyor. Peki ya tüm bu değerlendirmelerin ardındaki süreç nasıl gelişiyor? Değerlendirmeler, sürecin hayata geçtiği her aşamada yapılıyor. Bu değerlendirmeler ve endekste aldığı değerler, o sağlık işletmesinin diğer işletmelere göre olan durumunu da ortaya koyuyor. Sonuçların güvenilirliği bu süreçte o işletmeyi pek çok alanda değerlendirmemizde yatıyor. Yeşil Değerlendirme süreci, o işletmenin bulunduğu binadaki otomasyon sistemlerinden tıbbi atık gazların idaresine, bilgi işlem altyapısından e-sağlık uygulamalarına, tıbbi cihaz ve ekipmanlardan hizmet standartlarına kadar geniş bir alanda yürütülüyor. Bu yüzleşme sonucunda yapılan sorgulamalar aynı zamanda sürdürülebilir politikaları da beraberinde getiriyor. Peki kurumların, öncelik vermesi gereken politikalar neler? Tüm dünyada özellikle enerji verimliliği başta olmak üzere bir gelişime ihtiyaç duyulduğunu söylemek mümkün. Bunu yalnızca cihazların tükettiği enerji miktarında değil, aydınlatmadan tıbbi atık gazların idaresine varan geniş bir yelpazede ele almak gerekiyor. Bir diğer öne çıkan nokta ise bilgi işlem altyapılarında kendini gösteriyor. Hasta sayısının sürekli artması, cihazların daha uzun süreler çalışması yanında elde edilen verilerin hasta yönetim bilgi sistemlerine aktarım hızının da önem kazanmasına neden oluyor. Her şeyden önce, kurumların, işletmelerini yalnızca bir ya da birkaç konu altında değil, tüm yönleriyle düşünmesi gerekiyor. Bugün hesaba katılmayan bir başlık, o işletmenin gelecekte elde edeceği verilere beklenenin ötesinde olumsuz etkileyebilir. Kalite ve verimlilik. Bir de bunlara tasarruf eklenince işin boyutu değişiyor. Nedir işin en önemli başlangıç basamağı? Başlangıç aşamasında, sürdürülebilirlik bilincinin oluşması yatıyor. Çünkü sürdürülebilir bir işletme, tüm yönleriyle kendisini değerlendirme altına alabileceği için hem kalite hem verimlilik hem de tasarruf anlamında hangi noktaya kadar ulaşabileceğini daha net görebiliyor. Uzun vade için sahip olunan bu öngörü, o işletmenin geleceğe yönelik yatırım planlarının da daha net hazırlanabilmesinin yolunu açıyor. Bu anlamda nasıl bir bilinç yaratmak gerek ve mevcut bilinci nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel anlamda her gün daha fazla işletmenin bu bilince sahip olduğunu görebiliyoruz. Ancak insanlığın dünyayı tüketme hızını ve artan nüfusu düşündüğümüzde bu bilincin yaygınlaşması için daha çok çalışılması gerekiyor. Sürdürülebilirlik kavramının bu anlamda tüm ilgililer ve sorumlular tarafından detaylarıyla paylaşılması gerekiyor. Siemens olarak bu konuda üstümüze düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Aldığımız geri dönüşler ve elde ettiğimiz sonuçlar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Son olarak, Türkiye, bu anlamda, dünyadaki resmin neresinde? Türkiye, son yıllarda dünyanın en hızlı ekonomik gelişiminin yaşandığı ülkelerden biri. Bu hızlı gelişim, zaman zaman bazı önemli noktaların geri planda kalmasına neden olabiliyor. Ancak yoğun rekabet ve artık dünyanın iletişim araçlarıyla hızlı bilgi alışverişinde bulunabilmesi, dünyadaki örnek uygulamaların Türkiye?de de hayata geçmesi sürecini kolaylaştırıyor. Bugün baktığımızda sürdürülebilirlik temalı çok sayıda organizasyonun gerçekleştiğini, sektör bağımsız enerji verimliliği ve kalite odaklı toplantıların daha fazla düzenlendiğini görebiliyoruz. Bir nevi bilinçlendirme çalışmaları olarak tanımlayabileceğimiz bu organizasyonlar, Türkiye?nin dünyadaki resimde daha belirgin seçilebilmesini de sağlayacaktır.

Örnek Bir Hastane : St. Georg Tıp Merkezi

Yüksek kaliteye ulaşmak ve bunu sürdürebilmek için kurumlar sürekli bir yenilik bir yenilik ve kendini geliştirme çabası içinde. Bu anlamda Leipzig ?de bulunan St. Georg Tıp Merkezi de Siemens Yeşil Değerlendirmesi?ni tamamlayan ilk tıbbi merkez oldu. Sürdürebilirlik endeksinin saptanması ve sürdürülebilirlik performansında iyileştirmeler için Siemens Sağlık Hizmetleri?nden bir Yeşil Değerlendirme isteğinde bulunan tıp merkezinin, analiz sonucunda 56 gibi, ortalamanın çok üstünde bir Yeşil değeri ortaya çıktı. Bu konuda tüm alanların ortalama değeri ise 33. Benzer kuruluşlara kıyasla iyi bir konumda olan St. Georg?un hasta bakım kalitesi, iş akışları, çalışanlarla ve yerel halk ile iletişim konularının tümünde yer alan notları oldukça yüksek. Aynı şekilde mali konumunun sürdürülebilirliği de. Yeşil Değerlendirmesi, Yeşil Hastane konseptinin bir parçası. Analiz aracı testlerle kıyaslanan ölçümlerin ve diğer hastanelerden alınan referans değerlerini kullanarak bunları genel sürdürülebilir üzerindeki anlamlarına göre ağırlıklandırıyor ve Yeşil Skoru şeklinde birleşik bir sürdürülebilirlik endeksi ortaya çıkarıyor. Detaylı analiz sürecinde soru formundan, karşılıklı görüşmelerden ve yerinde yapılan ziyaretlerden elde edilen bilgiler değerlendiriliyor ve Yeşil Hastane kategorilerinin her birinde (çevre, verimlilik ve kalite) ayrı ayrı sonuçlar açıklanıyor. Kalitede dikkate alınan faktörler bakım kalitesi, personel eğitimi, strateji ve sosyal destek olurken, verimlilik için bilgi ve iletişim altyapısı , tıbbi ekipman ve iş akışları inceleniyor. Çevre için dikkate alınan ana noktalar binaların enerji temini, aydınlatma, atıkları ve su tüketimi gibi altyapı konuları; tedarikçilerin de sürdürülebilirlik durumları araştırılıyor. St. Georg Tıp Merkezi için Siemens Sağlık hizmetleri tarafından sağlanan değerlendirme sonuçlarından yola çıkarak gelişmeye açık olan alanlar belirlendi. Araştırmanın sonuçları Lepzig?deki tıp merkezine bakım kalitesi, hizmet sağlamadaki verimlilik, çevreyi koruma ve enerji tasarrufu alanlarında iyileştirmeler sağlama yolunda geliştirilecek önlemler için sağlam bir temel oluşturdu. Cumhuriyet, 28 Şubat 2012Facebooktwitterlinkedin

Etiketler:, , , ,

Geri Bildirim gönder...

Yorum Yaz